-
(...) Hükmünde Olmak
1) değerinde olmak. Örn: Kaynata, baba hükmündedir. 2) yerinde olmak, yerine geçmek.
-
(...-masıyla ...-mesi) Bir Olmak
Çabucak olmak. Örn: Ne var ki doldurduğu bardağı eline almasıyla suratının buruşması bir
-
(bir İş) Çorba Olmak (çorbaya Dönmek)
Karmakarışık duruma gelmek, içinden çıkılmaz bir durum almak.
-
(bir İşin) Alayında Olmak
1) işi önem vermeyerek yapmak 2) işi şaka konusu yapmak.
-
(bir İşin) Altı Yaş Olmak
İşe birtakım oyunlar karışmak, böyle bir işe girişmekte sakıncalar bulunduğu anlaşılmak.
-
(bir İşin) Başında Olmak
1) yöneticisi olmak. Örn: Senin müdür başımda olduğu sürece bana da rahat yüzü yoktur. 2)
-
(bir İşte) Eli Olmak
Karışmış olmak, gizli bir ilgisi bulunmak. Örn: Şu hâlde Sırrı Beyi Ahmet Samim'in ölüm
-
(bir İşte) Methali Olmak
Bir işe karışmış bulunmak, bir işte parmağı olmak.
-
(bir İşte) Parmağı Olmak
Bir işi olumsuz yönde etkilemek, bir işe karışmış olmak.
-
(bir Şey Birine) Haram Olmak
Bir şeyden gereği gibi yararlanamamak. Örn: Yanında oturup iki laf etmek haram oldu bize. -M.
-
(bir Şey Birinin) Zıddı Olmak
Bir şey birini tedirgin etmek, hoşuna gitmemek.
-
(bir Şey İçin Veya Bir Şeye) Deli Olmak
Tkz. 1) çok sevmek. Örn: Deli oluyordu çocuklara, onlarsız edemiyordu. 2) çok sinirlenmek 3) d
-
(bir Şey) Dişe Dokunur (olmak)
İşe yarar, belirtilmeye değer, önemli (olmak). Örn: Bu türlü yazıları okumaktan -içlerind
-
(bir Şey) Eli Altında Olmak
Buyruğunda olmak, istediği anda o şeyden yararlanabilmek.
-
(bir Şey) İki Baştan Olmak
Bir şey, her iki tarafın aynı şeyi istemesiyle, iyi niyetiyle gerçekleştirilebilmek. Örn: İ
-
(bir Şey) Muallakta Olmak (kalmak)
Sonuca bağlanmamak, sürüncemede kalmak.
-
(bir Şey, Birinin) Vazifesinden Olmak
Bir şey o kimsenin görevleri arasında olmak.
-
(bir Şeyde) Gözü Olmak
Bir şeyi ele geçirmek isteği beslemek. Örn: Allah bilir, milletvekilliğinde de gözü vardır.
-
(bir Şeye) Düşkün Olmak
Çok önem, değer vermek. Örn: Şiire milletçe düşkün oluşumuzun sebeplerini araştırırken
-
(bir Şeye) Gebe Olmak
Bir şeyin gerçekleşme olasılığı bulunmak.
-
(bir Şeye) Kul Olmak
Aşırı derecede bağlanmak, boyun eğmek. Örn: Ben serüvenlere kul olmayacağım, serüvenler b
-
(bir Şeye, Bir Kimseye) Yazık Olmak
Boş yere zarar verilmek. Örn: Masrafa yazık oldu. Adama yazık oldu.
-
(bir Şeyin) Delisi (olmak)
Bir şeye aşırı derecede düşkün (olmak). Örn: Oyun delisi.
-
(bir Şeyin) Orucunda Olmak
1) herhangi bir şeyi yemez içmez olmak 2) bir şeyi yapmaz olmak. Örn: Ayıplama kardeş, üç g
-
(bir Yer) Zindan Olmak
Yaşanmaz, huzursuz, rahatsız, zevk alınmaz duruma gelmek. Örn: Evi ona zindan oldu.
-
(bir Yerde) Hazır Bulunmak (olmak)
1) bir yerde var olmak, kendi bulunmak 2) bir şeyi hemen yapabilecek durumda olmak.
-
(bir Yerin) İçinden Olmak
Bir yerin merkezinde yaşamak veya orada doğmuş bulunmak.
-
(biri Ötekinin Yanında) Zemzemle Yıkanmış Olmak
Biri, ötekine göre çok iyi nitelikte olmak.
-
(biri Veya Bir Şey) Ortadan Kaybolmak
1) saklanılmak, bulunmaz olmak 2) nereye gittiği bilinmemek, kimseye sezdirmeden gitmek. Örn: Ni
-
(biri) Çok Olmak
Haddini aşarak karşısındakini usandırmak.
-
(biri) Fena Olmak
1) hasta gibi olmak, fenalaşmak. Örn: Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duy
-
(biri, Birine) Deli Divane Âşık Olmak
Aşırı derecede sevmek. Örn: Bütün yaratıklar birbirlerine deli divane âşık oldular. -Hali
-
(birinde Birinin) Havası Olmak
O kimseye benzemek, o kimseyi hatırlatmak. Örn: Onda babasının havası var.
-
(birinde) Akıl Terelelli (olmak)
Pek delişmen, kendisinden ciddi bir düşünce, davranış beklenmeyen kimseler için kullanılan b
-
(birinde) Şeytan Tüyü Olmak
Kendini herkese kolaylıkla sevdirme özelliği bulunmak. Örn: Bende şeytan tüyü vardır. -H. R
-
(birinde) Yürek Selânik Olmak
Şaka çok korkmak ve çok heyecanlanmak. Örn: İkisinde de yürek Selânik. -H. R. Gürpınar.
-
(birinden) Tarafa Olmak (çıkmak)
Birinin görüş ve düşüncesini benimsemek, desteklemek.
-
(birine Karşı) Boynu Eğri Olmak
Herhangi bir sebeple birine karşı direnecek veya söz söyleyecek durumda olmamak.
-
(birine) Balta Olmak
Argo direnerek bir şey istemek, asılmak, musallat olmak. Örn: Yeryüzünde balta olacak bundan d
-
(birine) Borçlu Bulunmak (olmak)
Borçlu duruma düşmek. Örn: Dehasını, geçirdiği sara nöbetlerinin şokuna borçlu bulunuyor
-
(birine) Kastı Olmak
Ona karşı kötülük etmek, zarar verme isteği beslemek. Örn: Bana kastı mı var?
-
(birine) Kol Kanat Olmak (germek)
Yardım etmek, korumak, himaye etmek. Örn: Sade çocuğuna değil, eşine de kol kanat gerer, ona
-
(birine) Kul Köle Olmak
Tam bir doğruluk ve özveri ile bağlanarak bütün isteklerini yerine getirmeye hazır olmak.
-
(birine) Malum Olmak
İçine doğmak. Örn: Ona da malum oldu haber / Koşup geldi odama -B. Necatigil.
-
(birine) Pervane Olmak
Birinin yanında onun hizmetine hazır olduğunu gerekli gereksiz göstermek.
-
(birine) Yük Olmak
1) bir kimse, sıkıntılı bir işini başkasına yaptırmak. Örn: Onların hepsinde sanki bulund
-
(birine) Zahmet Olmak
Yapılan bir işten sıkıntı, yorgunluk duymak.
-
(birinin Veya Bir Şeyin) Kurbanı Olmak
Uğruna ızdırap veya büyük üzüntü, sıkıntı çekmek, zarara girmek, ölmek. Örn: Üçüm
-
(birinin) Ayağının Türabı Olmak
Bir kimse başka bir kimseye kul gibi bağlanıp onun her emrini yerine getirmek. Örn: Ayağınız
-
(birinin) Baş (başının) Belası Olmak
Sıkıntı, üzüntü, eziyet vermek. Örn: Benim bir köpeğim vardır. Başımın belası! -S. F.
-
(birinin) Derdi Başından Aşkın (olmak)
1) birçok sorunu bulunmak. Örn: Kendi derdimiz başımızdan aşkın, bir de başkasının derdi
-
(birinin) Eli Ayağı (olmak)
Yardımcısı (olmak), her işine yarar (olmak).
-
(birinin) Etrafında Dört Dönmek (pervane Olmak)
İsteğini elde etmek için birinin yanından ayrılmayıp gönlünü etmeye çalışmak.
-
(birinin) Havası Olmak
Bir kimsenin albenisi veya cana yakınlığı olmak.
-
(birinin) Kanlısı Olmak
Birinin katili olmak. Örn: Ananın kanlısı olmak, ölünceye kadar ateşten gömlek giymektir. -
-
(birinin) Kolunda Altın Bileziği Olmak
Kazanç sağlayan bir mesleği, zanaatı olmak.
-
(birinin) Konuğu Olmak
Birine konuk olarak gidip kalmak. Örn: Onun köyüne gittim, onun konuğu oldum orada on beş gün
-
(birinin) Mahkemede Dayısı Olmak
Yüksek bir makamda koruyucusu, kayırıcısı bulunmak.
-
(birinin) Maşası Olmak
Sakıncalı bir işte biri tarafından araç olarak kullanılmak.
-
(birinin) Maskarası Olmak
Birinin eğlencesi olmak. Örn: Süslü kafeslere, hazır yemeğe tamah edip insanların maskarası
-
(birinin) Sinirleri Altüst Olmak
Sinirleri bozulmak, sinirlenip ne yapacağını şaşırmak.
-
(birinin) Tüyleri Diken Diken Olmak
Üşümekten veya korkmaktan vücuttaki kılların dipleri kabarıp kıllar dikilmek. Örn: Hayret!
-
(birinin) Yalancısı Olmak
Doğruluğu bilinmeyen bir bilgiyi başkasından duyup iletmek.
-
(birinin) Yüzü Kâğıt Gibi Olmak
Kanı çekilip benzi solmak. Örn: Babuş da uyanmış ve yatağın içine oturmuş. Korkudan onun
-
(birinin) Zebunu Olmak
Birini çok sevmek, ona aşırı düşkün olmak.
-
(birinin, Bir Şeyin) Peşinde Olmak
O şeyi çok istemek. Örn: O şimdi koltuk peşinde.
-
(birinin, Bir Şeyin) Tiryakisi Olmak
Bir şeye veya birine çok düşkün olmak. Örn: Artık birbirimizin tiryakisi olmuştuk. -Y. Z. O
-
(biriyle) Geçmişi Olmak
1) aralarında eskiye dayanan dostluk, arkadaşlık olmak 2) aralarında kırgınlığa yol açacak
-
(biriyle) Merhabası Olmak
Esenleşecek kadar tanışıklığı, yakınlığı olmak.
-
(herhangi Bir Nitelikte) Kalemi Olmak
Herhangi bir nitelikte yazı yazabilmek. Örn: Güçlü bir kalemi var.
-
(herhangi Bir Yılın) Kurası Olmak
Ask. o yıl askerlik çağına girenlerden olmak.
-
(işi Veya Durumu) Duman Olmak
Argo 1) işi, durumu berbat olmak 2) bir kimse veya bir şey ortadan kaybolmak.
-
Aç Kalmak, Borçlu Olmaktan İyidir
Sözünün eri olana, borcunu ödeyememek aç kalmaktan daha ağır gelir.
-
Açıkta Kalmak (olmak)
1) iş ve görev bulamamak 2) yersiz yurtsuz kalmak 3) birkaç kişinin birlikte eriştiği bir iyil
-
Adı Sanı Olmak
Bilinmek, tanınmak, ünlü olmak. Örn: Osman Efendi'nin adı sanı vardı. -İ. H. Baltacıoğlu.
-
Ağaç Olmak
Argo bir yerde ayakta durarak çokça beklemek. Örn: Neredesin yahu, seni bekleye bekleye ağaç o
-
Ağırlığı Olmak
Etkisi büyük olmak. Örn: Başsavcının yargıçlar arasında belli bir ağırlığı var kuşku
-
Ağırlık Olmak
1) sıkıntı vermek. Örn: Kimseye ağırlık olmaz, kimseyi sıkıştırmaz, iyilikten başka bir
-
Ağzının Kâhyası Olmak
Birinin alışkanlıklarına, davranışlarına, düzenine karışmak.
-
Ahirette On Parmağı Yakasında Olmak
Kendisine karşı sorumlu olan kimseden ahirette hesap sormak. Örn: Artık sana dünyada rastlayam
-
Akıllı Olmak
Gerçeklere uygun davranmak. Örn: Mesut olmak için akıllı olmak kifayet eder, baht, talih bunla
-
Aklı Başka Yerde Olmak
Başka şeyler düşünmek. Örn: Affet Kâmuran, aklım başka yerdeydi. -R. N. Güntekin.
-
Aklı Bir (beş) Karış Yukarıda (havada) Olmak
Değişik sebeplerden dolayı dengeli düşünemez durumda olmak.
-
Aklı Bir Yerde Olmak
Bir iş yaparken başka bir şey düşünmek. Örn: Aklı hep evde, Gülsüm'deydi. -Ö. Seyfettin.
-
Aklı Fikri Bir Şeyde Olmak
Düşüncesini bir konuda yoğunlaştırmak. Örn: Aklı fikri bostanda olduğu için bunlardan nas
-
Aksiliği Üstünde (olmak)
Olumsuz davranış içerisinde (olmak). Örn: Hacı Ömer'in bütün aksiliği üstündeydi. -R. N.
-
Alabora Olmak
1) tekne, sandal vb. deniz araçları devrilip ters dönmek. Örn: Kaptan, gemiyi ağzına kadar do
-
Alet Olmak
Bilerek veya bilmeyerek kötü bir işe aracılık etmek, vasıta olmak. Örn: Mustafa Kemal'de tek
-
Alnında Yazılmış Olmak
Bir olayın, kişinin başına gelmesini Allah yazmış olmak.
-
Altın Yürekli Olmak
Çok iyi niyetli, merhametli olmak. Örn: O kadar fazla altın yürekli olacağına bir parça daha
-
Altüst Olmak
1) çok karışık duruma gelmek 2) üzülmek, tedirgin olmak, yıkılmak. Örn: Tasarısı birdenb
-
Anadan Doğmuşa Dönmek (anadan Yeni Doğmuş Gibi Olmak)
1) dertsiz, tasasız bir duruma gelmek 2) günahlardan arınmış duruma gelmek.
-
Anasından Doğduğuna Pişman Olmak
Çok eziyet görmek, çok üzülmek, bezdirilmek.
-
Araları Limoni Olmak
Aralarında hafif bir kırgınlık olmak.
-
Araları Şekerrenk (serin) Olmak
İki kişi arasında dostluk ilişkileri bozuk olmak. Örn: Vergi kâtibi ile de araları şekerren
-
Aralarında Dağlar Kadar Fark Olmak
Aralarında her yönden büyük ayrılıklar bulunmak, benzer nitelikler çok az olmak.
-
Arası (araları) Açılmak (açık Olmak, Bozulmak)
Arkadaşlıkları sarsılmak, arkadaşlık bağları kopmak, birbirine darılmak. Örn: O ara garaj
-
Asıda Olmak (kalmak)
Bir işe son verilmeyip öylece bırakılmış olmak. Örn: Bu iş bundan fazla asıda kalamaz.
-
Astarı Yüzünden Pahalı Olmak (pahalıya Gelmek)
Bir işin ayrıntılarına harcanılan para veya emek, elde edilen sonucun değerini aşmak.
-
Ayağına Bağ Olmak
Birinin bulunduğu yerden ayrılmasına veya yaptığı işi sürdürmesine engel olmak.
TEDxIstanbul; Bu konuşma görme engelli olmak üzerine değil, engelleri kaldırmak üzerine! "Önemli olan hayal engelli olmamaktır." diyen Duygu Kayaman, görme engelini hiçe sayarak hayallerinin peşinden gitmenin önemini anlatıyor.
OECD’nin ‘Dijital Çağda Çocuk ve Gençlerde Zihinsel Sağlık’ raporuna göre organizasyona üye ülkelerde gençlerin yüzde 25’i zihinsel rahatsızlık yaşıyor.
Öğrenciler, 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü kapsamında sokakta yaşayan hayvanlara destek olmak amacıyla yürüttüğü ‘Sevgi ve Sorumluluk Projesi’ ile mama topladı.
İyi ve huzurlu bir okul ortamında kaygı ve korkunun yeri yok. Bunun için öğrenci ve öğretmenlerin iyi ve güvende hissettiği mutlu bir okul iklimine sahip olmak gerekiyor.
İngilizce Yapmak Zorunda Kalmak - Have to do Something; Erken kalkmak zorundasın - You must get up early. Çok çalışmak zorundasın - You must work a lot. Dakik olmak zorundasın - You must be punctual.
En iyi öğretim ödülü sahibi Harvard Üniversitesi MBA Programı öğretim üyesi Prof. Dr. Felix Oberholzer-Gee, gençlere başarılı olmak istiyorlarsa dünyanın en önemli problemlerine çözüm aramalarını önerdi. Üniversitelere ise bilginin
Karahanlılar, Gazneliler. Hâkaniye ve İlig-Hanlar adlarıyla da anılan Karahanlı Devleti, başta Karluklar olmak üzere Çiğil, Yağma ve Tuhsi gibi Türk Boylarına dayanıyordu.
Sütte farklı miktarlarda olmak üzere bütün vitaminler tam mevcuttur.Bir litre inek sütünde; Mineral 7.3 gr., Kalsiyum 1.20, Fosfor 0.94, Potasyum 1.59, Sodyum 0.45, Klor 1.6, Magnezyum 0.12, Kükürt 0.33 gr.dır.
Ana problem gırtlak adalelerini rahatlatmayı öğrenmek, böylece yutkunmaya mani olmaktır. Bu özellik haftalar boyu süren egzersizlerle kazanılabilir.
Yüzme yarışları serbest (kravl), kelebek, kurbağalama ve sırtüstü olmak üzere dört ayrı kategoride yapılır. Ancak ’kelebek’ gibi her insanın kolay kolay yüzemeyeceği bir sitilin niçin yarışmalara alındığı pek bilinmez. Aslında
Atatürk’ün İstanbul’a neden geldiğini ve neler yapmaya çalıştığını daha önce özetlemiştik. Atatürk İstanbul’a merkezi otoriteye sahip olmak için gelmişti.
Atatürk’ün İstanbul’a neden geldiğini ve neler yapmaya çalıştığını daha önce özetlemiştik. Atatürk İstanbul’a merkezi otoriteye sahip olmak için gelmişti.
Hayvanların çoğunda, vücuda destek olan, koruyan ve kaslara bağlanarak hareketi sağlayan iskelet sistemi bulunur. Hayvanlarda görülen iskelet dış ve iç iskelet olmak üzere iki tiptir.
Lesson 18 - I wish upon a star / Ders 18 - Bir yıldız olmak isterdim
Akarsuların oluşturduğu yüzey şekilleri aşındırmadan ve biriktirmeden oluşan şekiller olmak üzere iki gruba ayrılır.
Başarılı insanların özellikleri ve başarısız insanlarla arasındakı en büyük farklar nelerdir? Bu videonu izlemekle karşında duran engellerin ne olduğunu bilecek ve onların daha çok farkında olacaksın. Kendinle yüzleş! Korkularını ye
Büyük Selçuklular döneminde toplumlar arası kaynaşma sağlanmış; Türk İslam toplum yapısı oluşmaya başlamıştır. Selçuklular zamanında toplum, yönetenler, yönetilenler olmak üzere iki bölümden oluşmuştur.
Mayhoş, sulu ve sert olan limon ayvası ile, tatlı daha yumuşak fakat sulu olmayan ekmek ayvası olmak üzere iki çeşidi vardır. Çiçekleri zamanında toplanıp gölgede kurutularak saklanır.
Öğrenmek, hayatta kazanabileceğimiz belki de en önemli alışkanlık. Şu anda bir öğrenciyseniz ne mutlu size. Tek işiniz “öğrenici” olmak. İleride başka işleri yapmaya başlayınca sakın bundan vazgeçmeyin. Peki çok iyi bir öğrenici
Şiirde Ölçü (Vezin); Hece ölçüsü, Aruz ölçüsü, Serbest ölçü. Mısralardaki hece sayısının eşitliği esasına dayanır. Hece ölçüsünde şiirdeki diğer dizeler ilk dizedeki hece sayısına eşit olmak zorundadır.
Ural-Altay dilleri, dil bilginlerinin yapmış olduğu çalışmalarla Ural ve Altay dilleri olmak üzere iki gruba ayrılmıştır (bk. Tablo. 1.1) . Bu ayrımı başlatan kişi Wilhelm Schott (1802-1889)’tur.
Yüksek yapılı bitkilerdeki dokular; sürgen (meristem) doku ve değişmez doku olmak üzere iki grupta incelenir.
Yönetici karı ve riski başkalarına ait olmak üzere mal veya hizmet üretmek için üretim öğelerinin alımını yapan veya yaptıran, bunları belli gereksinmeleri doyurmak amacına yönelten, işletmeyi girişimci adına çalıştırma sorumluluğ
Asya’nın Büyük Okyanus kıyılar ından, Orta Avrupa’ya ve Akdeniz kıyılarına kadar uzanan alanda konuşulan Ural-Altay dil ailesi, Ural ve Altay dilleri olmak üzere iki gruba ayrılır.
Bir madde katı, sıvı ve gaz olmak üzere üç hâlde bulunabilir. Madde hangi hâlde olursa olsun, madde tanecikleri daima hareket halindedir. Bu hareketler maddenin bulunduğu hâle göre değişebilir.
Her Çocuğun Sahip Olmak İsteyeceği 7 Oyuncak. Çocuklar Eğlenceyi programlayabilecekler.