Birini konuşamaz duruma getirmek. Örn: O şıllık basmış büyüyü, adamcağızın ağzını d

Yermek veya alay etmek amacıyla birinin kötü veya yanlış davranışını sürekli söylemek. Ö

Bir kimseyi herhangi bir sebeple söz söyleyemez duruma getirmek, susmak zorunda bırakmak. Örn:

Ne yapacağını bilememek, telaşa kapılmak. Örn: Haydar'ın kılıcını görenin tebdili şaş

1) susuz kalmak 2) konuşamaz duruma gelmek. Örn: Ağzım dilim kurudu, kız yalvara yalvara -Halk

1) konuşamamak 2) beklenmedik bir durum karşısında heyecanlanmak, hayranlık duymak. Örn: Kız

1) pek sessiz, kendi hâlinde anlamında kullanılan bir söz. Örn: Benim gibi ağzı var dili yok

Ülkelerin Uluslararası Para Fonu'na üye olurken kotalarının % 25'ini 1978 yılına kadar altın

Bir kimsenin ocağında konuşulan ve kendisince ilk öğrenilen dil.

İnsanın doğup büyüdüğü aile ve soyca bağlı bulunduğu toplum çevresinden öğrendiği, bi

Duyanlarda ayrı bir izlenim bırakan her dildeki söyleniş özelliği.

Beslenme bölgesinden taşarak koyakları dolduran buzul dillerinin en geniş tabanlısı ve en deri

Kişinin evinden, çevresinden öğrendiği dil.

Spondilit kelimesi belkemiğinin (omurga) inflamasyonu anlamına gelir ankiloz kelimesi ise iki kemi

Bebeklere bir şey söylerken kullanılan dil.

Düşünürken aklımızdan geçirdiğimiz dile, yani iç dile karşı olarak, fikri açığa vurmak

(Derleme., bilgin dili, bilimsel dil) Bilim dallarında belirli terimlerle kullanılan dil : Meteoro

Bir bilim dalına mensup kişiler tarafından kullanılan ve içinde o bilim dalıyla ilgili terim v

Bireysel değişkenden başka değişkeni olmayan biçimsel dil.

Kıyı yakınındaki bir adayı ya da iki komşu adayı birbirine bağlayan bir ya da birkaç kıyı

Borcu olan kimse, alacaklısına karşı ileri geri konuşmamalı, aşağıdan almalıdır.

Görüştüğün kimseyi ağırlayacak, onun istediklerini yapacak durumda olmayabilirsin ama tatlı

İlerisi düşünülmeden söylenen söz insanın başına dert açabilir.

Buzulun koyakları dolduran ve bulunduğu enleme göre belli bir yüksekliğe, deniz kıyısına de�

Makine dili komutlarının bellenir simgesel birer komutla deyimlendiği alçak düzeyli izlenceleme

Çiçeklerin tek başlarına veya demet hâlinde ele alınarak, belli bir hareketi, belli bir oluş

Küçük çocukların bazı belirli sözcüklerle kullandıkları dil. (bk. çocuk sözcüğü) .

Küçük çocukların konuşmağa başlamadan önce kullandıkları tek tük ve basit kelimelerden i

Konuşmaya ve ana dilini öğrenmeye başlayan küçük yaştaki çocukların söyleme güçlüğün

1) çocuk bakıcılığı ile uğraşmak. Örn: Elli yaşlarında bir adam, konaklarda dadılık ed

Damtaşlarının, yapraklar biçiminde katmanlanma ya da verev yönde ayrılma özelliği.

Çeşitli sayı bileşimlerinde karşılığını bulan günlük dilden sözcüklerle çeşitli mate

Bir kimsenin konuşması başka bir dile benzemek.

Söyleyebildiği kadar, anlatma gücünün elverdiği ölçüde. Örn: Mademki çocuk terbiyesi hak

Herhangi bir sebeple konuşmayan kimse konuşmaya başlamak.

Hastalık sebebiyle güçlükle söz söyleyebilmek, güçlükle konuşmak. Örn: Hastaya bazı şe

Çok kullandığı bir söze alışmak. Örn: Bizim moruk ertesi güne devrisi der de ondan dilim a

Fazla konuşan, her söze karşılık veren.

Koşmaktan, yürümekten ve yorulmaktan çok susamak. Örn: Koştu koştu da dili bir karış sarkt

Konuşamaz olmak, sesi soluğu çıkmamak. Örn: Kılıcı görünce dili boğazına aktı hayranl�

Konuşamayan veya susan kişi konuşmaya başlamak. Örn: Aslında ben çok az konuşan biriyim. Di

Susuzluktan ağzı kurumak, çok susamak. Örn: Kupkuru dili damağına yapışıyor, boğazından

Korku, heyecan, hastalık, utangaçlık, sarhoşluk gibi sebeplerle şaşırarak söyleyeceğini kar

1) bir sözü doğru, düzgün söylemeyi becerememek. Örn: Üstelik ben dilim dönmezken armağan

Susmak, dedikodu etmemek. Örn: Götüreceği cadı karının dili dursa neyse... Okuyup iyileştir

1) sürekli konuşmak 2) söylenemeyecek şeyleri de söylemek.

Bıktıracak kadar çok konuşan veya kötü sözler söyleyenler için kullanılan bir ilenme söz�

Geldi idi suretindeki geçmiş zaman şekli. bk. Bileşik zaman.

söz söyleyemez olsun! anlamında kullanılan bir ilenme sözü.

Cansız nesneler konuşabilseler bazı olaylara tanıklık da edebilirler.

Saygısızca ve gönül kırıcı bir biçimde konuşan.

1) konuşma sırasında kelimeleri yanlış söylemek. Örn: Bir dil sürçmesi sonucu, bu tartış

Sevinç, korku, şaşkınlık vb. sebeplerle birdenbire söz söyleyemez olmak. Örn: Elmas'ın dil

Bir sözü söylemeye gönlü razı olmak. Örn: Süleyman Kâhyaya söylemeye kimsenin dili varmı

1) üzüntü ve eziyet çekmek, zarara uğramak. Örn: Otobüs yolculuğundan bir hayli dilim yand�

1. Bir ışın demetini ya da bir atkımı kısa, düzenli aralıklarla atımlar oluşturarak kesmey

Geçerli bir atış için, atışı yapılan aracın içine düşmesi gereken, çizgilerle belirtilm

Uğradığı ses değişmeleri bakımından bir kelimenin incelenmek üzere bölünmüş sayıldığ

Sonsuz vida-dişli ikilisi ile çalışan yönelteç kutusunda dönel devinimi salınıma çeviren b

Kişinin başına ne gelirse dilini tutmamasından gelir.

Çeşitli değerlere ya da seçeneklere ilişkin gözlemleri tüm alanı toplam sayılan bir çember

Bir dilin gereçlerini meydana getiren deyi işaretleri ve araçları.

Dil küçük bir nesnedir ama söylediği kötü sözlerle kişinin başını belaya sokarak büyük

Oyuncunun, sözcüklerin getirdiği duyguları, düşünceleri, bağlantıları, anlamları ve anıl

Bir dilde açık şeklin gösterdiği genel yönelme. Buna dilin kuruluşu veya kuruluş kalıbı (S

İnsan doğru veya yanlış her şeyi söyleyebilir.

insan doğru veya yanlış her şeyi söyleyebilir anlamında kullanılan bir söz.

Tekrar tekrar söylemekten usanmak, bıkmak. Örn: Hep de aynı tipler. Laftan da anlamıyorlar. Di

1) bir canlının çıkardığı seslerden veya onun davranışlarından ne anlatmak istediğini anl

Sürekli olarak aynı kişiden veya şeyden söz etmek, sık sık anmak. Örn: Dilinden hiç düş�

Sürekli olarak bir kimsenin sitem, eleştiri ve sataşmalarına uğramak.

1) aynı şeyi durmadan ve her yerde tekrarlamak. Örn: Bu aydınlardan bazılarının son zamanlar

Diline dolamak. Örn: Hacı Kasap, âdeta bu sözleri aferin tarzında diline pelesenk etmişti. -�

1) saklanacak konuları açığa vurmamak 2) kötü söz söylemekten kaçınmak.

Diline dolamak. Örn: Şartını âdeta manzum, kafiyeli bir nakarat gibi diline virt etmişti. -Ö

Hoşa gitmeyen bir şey konuşan kimseye söylenen bir ilenme sözü.

neden konuşmuyorsun? anlamında kullanılan bir söz.

Sonunu düşünmeden gelişigüzel konuşmak.

Sonunu düşünmeden gelişigüzel konuşmaktan sakınmak. Örn: Şarkta, insanın selameti dilini

Sevinç, korku, heyecan vb. sebeplerle konuşamaz olmak. Örn: Satılmışın hiddetli hiddetli ç�

Bir kimsenin sözlerinden, açıkça söylemediği bir şeyler anlaşılmak. Örn: Günlerdir dokto

Gizli tutulması gereken bir şeyi söylemek. Örn: Çıkar şu dilinin altındaki baklayı da ne d

Ölçüsüz, düşüncesiz konuşma yüzünden zarar görmek.

Söyleyecek duruma gelmek. Örn: İsmi dilimin ucuna gelir gelmez kalbimden hafif bir cereyanın ko

Bir söz hatırlanacak gibi olup da hatırlanamadığında söylenen bir söz.

İçten, yürekten olmayarak, laf olsun diye.

Kayaçların, ince katlar biçiminde kolaylıkla ayrılabilme niteliği.

Bir kimseye ağır ve kırıcı sözler söylemek.

Suçunu, kendi konuşması ile açığa vurmak.

Başkalarının kolay kolay anlayamadıkları şeyi, her gün onunla uğraşan kimse çok kolay anla

Omurlar arası diskin komşu omurlardaki osteomiyelitisle birlikte seyreden yangısı. Bakteriler, t

Özellikle konu dizinlerinde, konuyu en iyi biçimde belirlemek için kullanılan sözcük ve teriml

Bir bilgi erişim dizgesinde, kavram ve konuları, bunlar arasındaki ilişkilerle birlikte anahtar-

Orta Çağ tiyatrosunda aydınlatmada kullanılan kandil.

Hücre zarında bulunan ve fosfatidik aside bağlı ek grup olarak inozitol taşıyan bir fosfolipit

Hücre zarlarında ek grup olarak inozitol taşıyan bir fosfolipit ökaryotik hücrelerde yüksek e

anat. Lokma üst çukuru.

anat. Lokma alt çukuru.

Belli bir gelir aralığında yer alan vergi mükellefleri.

Aspleniaceae familyasından, rizomlu, 8-50 cm kadar boyunda, basit yaprakları olan, orman altların