-
(bir İşi Birinin) Sütüne Havale Etmek
İşi, beklenen biçimde yapmasını o kişinin vicdanına bırakmak.
-
(bir İşi) Piç Etmek
Tkz. 1) yapayım derken bozmak, çıkmaza sokmak 2) tadını kaçırmak, tatsız bir durum yaratmak.
-
(bir İşin) Hamallığını Etmek (yapmak)
Bir işin önemsiz fakat ağır ve yorucu yükünü taşımak. Örn: Yok, yok! Sizi kimse hamallık
-
(bir Şeyden) Söz Etmek
O şey üzerinde konuşmak. Örn: Dilin çağdaş kadın yazara hazırladığı tuzaklardan söz et
-
(bir Şeye, Kimseye) Yazık Etmek
Boş yere zarar vermek. Örn: Kumaşa yazık etti. Çocuğa yazık ettiniz.
-
(bir Åžeyi Birine) Haram Etmek
O şeyden umulan yarar ve rahatı tattırmamak.
-
(bir Åžeyi) Deve Yapmak (etmek)
Başkasının malını kendine mal etmek. Örn: Onu soyup soğana çevirecek, babasından kalan evl
-
(bir Åžeyi) Garanti Etmek
1) o şeyle ilgili olarak güvence vermek 2) bir işin gerçekleşmesi için gerekli önlemleri alma
-
(bir Şeyi) Gâvur Etmek
Boşuna harcamak, yerinde harcamamış olmak, işe yaramaz duruma getirmek.
-
(bir Åžeyi) Ä°mza Etmek
İmzalamak. Örn: Bir haftaya kalmayacak, bizim delegeler sulhu imza edecekler. -Ö. Seyfettin.
-
(bir Şeyi) Katık Etmek
Ekmeğin çok, yemeğin az olduğu durumlarda yemeği ölçülü yemek.
-
(bir Åžeyi, Kendini) Siper Etmek
1) kendini veya bir şeyi korumak amacıyla bir başka şeyi siper olarak kullanmak. Örn: Tuğla h
-
(bir Yeri Birine) Zindan Etmek
Bir yeri yaşanmaz, huzursuz, rahatsız, zevk alınmaz bir duruma getirmek. Örn: Ah evladım, sorm
-
(bir Yeri) Yol Etmek
O yere sık sık gitmek. Örn: Yol etti kendisine ihtiyarlar kahvesini. -K. Korcan.
-
(bir Yerin, Bir Şeyin) Havasını Teneffüs Etmek
1) içinde hissetmek 2) ortamı yaşamak. Örn: Orada insanlığın, faziletin, sevginin havasını
-
(birine) Dünyayı Zindan (zehir) Etmek (dünyayı Başına Dar Etmek)
Bir kimseyi çok sıkıntılı bir duruma sokmak. Örn: En güzel zamanında hiç olmayacak bir şe
-
(birine) Hayatı Cehennem Etmek
Büyük üzüntü ve sıkıntı vermek. Örn: En yakınlarından başlayarak herkese hayatı cehenn
-
(birine) İltimas Etmek (geçmek)
Kayırmak, korumak. Örn: Sanırım ki öğretmenler bana iltimas geçiyorlardı. -A. Erhat.
-
(birine) Ä°ÅŸ Etmek
Aldatmak, birine beklemediği bir davranışta bulunarak onu zarara sokmak.
-
(birine) Meydanı Dar Etmek
Birini çok sıkıntıya sokmak, her yönden sıkıştırmak.
-
(birine) Oyun Etmek
Kurnazlıkla birini aldatmak. Örn: Kendisine oyun ettim diye, benden kuşkulandığı hâlde gene
-
(birine) PerestiÅŸ Etmek
Sevmek. Örn: Küçük hanıma bütün ruhumla perestiş ediyorum. -Ö. Seyfettin.
-
(birine) Uşaklık Etmek
1) bir kimseye hizmet veya kulluk etmek 2) mec. kendi çıkarı için yasal veya ahlaki olmasa bile
-
(birine) Yağcılık Etmek
Gereksiz biçimde övmek, dalkavukluk etmek.
-
(birini Bir Åžeye) Alet Etmek
Bir kimseyi hoş olmayan bir işte aracı olarak kullanmak. Örn: Sen kalktın, onu şakaya, latife
-
(birini Bir Åžeye) Gark Etmek
1) batırmak, boğmak 2) mec. birine bir şeyi bol bol vermek. Örn: Bu hayrı ile milletimizi nura
-
(birini) Altı Okka Etmek
Birini kollarından ve bacaklarından tutup yukarı kaldırarak sallamak veya götürmek.
-
(birini) Anasından Doğduğuna Pişman Etmek
Çok eziyet etmek, çok üzmek, bezdirmek.
-
(birini) Fena Etmek
1) kötü davranmak 2) kötü bir duruma düşürmek. Örn: Bu koku beni fena etti.
-
(birini) Komalık Etmek
1) döverek kıpırdamayacak duruma getirmek 2) mec. çok sinirlendirmek.
-
(birini) Linç Etmek
Yargılamadan öldürmek. Örn: Yakalamışlar adamı. Ahali linç edecekmiş az kalsın. -S. F. Ab
-
(birini) On Paralık Etmek
Birine hakarette bulunmak, birini kötü duruma düşürmek.
-
(birini) Rezil Etmek
İsteyerek veya istemeyerek birini çok utanacak güç bir duruma sokmak. Örn: Sadece rezil etmekl
-
(birini, Bir Åžeyi) Adam Etmek
1) eğitmek, yetiştirmek, topluma yararlı duruma getirmek 2) bir yeri düzene sokmak 3) işe yarar
-
(birini, Bir Şeyi) İki Paralık Etmek
Değerini düşürmek. Örn: Talebeliğin şerefini iki paralık etmişti gene. -R. Ilgaz.
-
(birini, Bir Åžeyi) Musallat Etmek
Birini, bir başkasının başına bela etmek.
-
(birinin) Adını Kirletmek (lekelemek)
Adının kötüye çıkmasına yol açmak.
-
(birinin) Gönlünü Etmek (yapmak)
Birini razı ve hoşnut etmek. Örn: Ben patronun gönlünü ederim, hafta arasında. -N. Cumalı.
-
(birinin) Gönlünü Hoş Etmek
Birinin dileğini yerine getirerek onu sevindirmek. Örn: Feride, çocukların birini bırakıp öt
-
(birinin) Tüylerini Diken Diken Etmek
Korkutmak, tiksindirmek. Örn: Ne vahÅŸi, ne korkunç insanın tüylerini diken diken eden bir ölÃ
-
(birinin) Yüreğini Tüketmek
Bir şeyi anlayıncaya kadar anlatanı çok yormak.
-
(biriyle) Kozunu PaylaÅŸmak (pay Etmek)
Aralarındaki anlaşmazlığı zora başvurarak çözümlemek, sona erdirmek. Örn: Mümeyyiz Efend
-
(biriyle) Temas Etmek
1) görüşüp konuşmak 2) cinsel ilişkide bulunmak.
-
(davayı) Nakzen İade Etmek
Huk. bir yargı kararını, yargılama yöntemine ilişkin hükümler bakımından yerinde görmeyip
-
(herhangi Bir Åžeye) Talim Etmek
Tkz. 1) az para karşılığında çalışmak 2) hep aynı şeyi yemek zorunda olmak.
-
Abesle Ä°ÅŸtigal Etmek (uÄŸraÅŸmak)
Yersiz, yararsız işlerle vakit öldürmek. Örn: Yazarlarımızın çoğu yalnızca kendi ürünl
-
Absorbe Etmek
Emmek, içine çekmek, içine almak.
-
Aforoz Etmek
Bir Hıristiyanı kilise topluluğundan çıkarmak.
-
Aforoz Etmek
1) kilise birliğinden çıkarmak. Örn: Aforoz edilmiş, kiliseden kovulmuş. -N. F. Kısakürek.
-
Ağız Birliği Etmek
Bir konuda anlaşarak aynı biçimde konuşmak, söz birliği etmek.
-
Ağız Etmek
Yaranmak için kibar konuşmaya çalışmak. Örn: Kolonya dökmekten, şeker tutmaktan iyi gözük
-
Ah Etmek
1) acı ile içini çekmek 2) mec. ilenmek. Örn: Vakit vakit gözlerini kapayarak o herkesin / Ah
-
Ah Vah Etmek (demek)
Pişman olmak. Örn: Yaptığım deliliğe ne zaman ah vah diyeceğimi bir kestirebilsem. -S. F. Ab
-
Akıl Etmek
Herhangi bir önlem veya çareyi zamanında düşünmek. Örn: Duvar saatine bakmayı akıl ettiği
-
Akıl Öğretmek
Birine nasıl davranacağını göstermek, yol göstermek, akıl vermek. Örn: Sana ne oluyor? Akı
-
Akıllılık Etmek
1) yerinde ve uygun davranmak 2) uyanık davranmak.
-
Aklına Yelken Etmek
Düşüncesizce davranmak veya aklına geleni hemen yapmak.
-
Akşamı Akşam Etmek
Akşamın olmasını sabırsızlıkla beklemek.
-
Akşamı Bulmak (etmek)
Akşamlamak, günü bitirmek. Örn: Halk baharları ve yazları, dolmalarla, helvalarla gidip akşa
-
Alaşağı Etmek
Karşı güreşçiyi kaldırıp yere vurmak.
-
Alaşağı Etmek
1) yetkilerini elinden alıp birini yerinden uzaklaştırmak, atmak, kovmak 2) kapıp yere vurmak 3)
-
Alt Etmek
Üstünlük sağlamak, yenmek. Örn: Sanatı kendi şartları, kendi ölçüleri içinde alt etmeye
-
Altın Adını Bakır Etmek
Kötü işler yaparak temiz ve parlak ününü karartmak.
-
Altına Etmek (kaçırmak)
1) yatağına veya donuna işemek 2) mec. çok korkmak.
-
Altüst Etmek
1) alt yüzünü üst yüzüne getirmek 2) çok karışık duruma getirmek, düzenini bozmak. Örn:
-
Avurt Satmak (avurt Zavurt Etmek)
1) beceremeyeceği şeyleri becerebilecekmiş gibi konuşmak 2) korkutucu sözler söylemek.
-
Ayrıcalık Gözetmek
Ayrıcalık tanımak. Örn: Annem, babam çocuklar arasında hiçbir ayrıcalık gözetmezlerdi. -A
-
Azat Etmek
Bir kul ya da karavaşa özgürlüğünü geri vermek.
-
Bahsi Kaybetmek
İleri sürülen, savunulan görüşün yanlış olduğu ortaya çıkmak.
-
BaÅŸ Etmek
1) gücü yetmek. Örn: Ben onlarla baş etmeye çalışıyordum ki Hasan'ın kapısı birden açı
-
Baş Göz Etmek
Hlk. evlendirmek. Örn: OÄŸullarının artık normal bir yaÅŸam süreceÄŸini sanan anne baba ona gÃ
-
Baş Tacı Etmek
Çok sevmek ve saymak, el üstünde tutmak.
-
Başına Kakmak (kakınç Etmek)
Yapılan bir iyiliği yüzüne vurarak birini üzmek. Örn: Ali Rıza Bey onu şirkete yerleştirme
-
BaÅŸtan Kara Etmek
Batma tehlikesi karşısında, gemi başını karaya vurup oturmak.
-
Bayram Etmek (yapmak)
Çok sevinmek. Örn: Sabaha kadar tepindiler. Bayram ediyorlar. -N. F. Kısakürek.
-
Benzetmek Gibi Olmasın
Kötü bir sona uÄŸramış birinden veya bir ÅŸeyden söz ederken, ona benzetilen kimse veya ÅŸey iÃ
-
Beş Paralık Etmek
Zor durumda bırakmak, dile düşürmek, rezil etmek.
-
BeÅŸiklik Etmek
Beşiklik görevini yapmak. Örn: Anadolu bugünkü Türklerin vatanı olmadan önce, sayısız top
-
Bir Çift Lakırtı Etmek
Kısa konuşmak. Örn: Adam hesabına koyup bir hatır sormaz, bir çift lakırtı etmezler. -M. Ş
-
Bir Çuval İnciri Berbat Etmek
Düzelmekte olan bir durumu yersiz, yanlış davranışlarla bozmak. Örn: Bir çuval inciri berbat
-
Bir Paralık Etmek
Çok utanacak, işe yaramaz bir duruma düşürmek. Örn: Burnumuzun dibinde araba soydular, namusu
-
Bir Yiyip Bin Şükretmek
Kötü durumda olanlara bakarak kendi durumunun değerini bilmek. Örn: Bekâr olduğumuza bir yiye
-
Boca Etmek
1) geminin başını rüzgâr almayan tarafa çevirmek. Örn: Ne var ki Ateşoğlu dümendeydi. Yü
-
Bok Etmek (bokunu Çıkarmak)
Kaba bir iÅŸi, bir ÅŸeyi bozmak, berbat etmek.
-
Bokuyla Kavga Etmek
Kaba çok sinirli ve geçimsiz olmak, her şeye öfkelenir olmak.
-
Borç Etmek (yapmak)
Borçlanmak. Örn: Altlarında şilte, dolaplarında eşya kalmadı ama kimseye de borç yapmadıla
-
Borç Harç Etmek
Sürekli borç alıp vermek. Örn: Hazır param var biraz, biliyorsun. Yetmezse borç harç ederim.
-
Bülbül Gibi Konuşturmak (söyletmek)
İtiraf ettirmek. Örn: Buluştukları zaman da onu bülbül gibi konuşturdu. -T. Buğra.
-
Büyük Yemin Etmek
Bir şeyi yapmamak konusunda en kutsal şeyler üzerine ant içmek.
-
Buyur Etmek
1) buyurun diyerek konuğu saygı ile içeri almak. Örn: Soldaki bahçeli kahveye buyur ettim. -S.
-
Çalyaka Etmek
Yakasına yapışıp sıkıca tutmak. Örn: Şimdi karakoldan görürlerse kudurmuşsun diyerek ça
-
Camadanı Fora Etmek
Bağları koyuverip kısılmış yelkeni açmak.
-
Canına Geçmek (işlemek Veya Kâr Etmek)
Çok etkilemek. Örn: Yalnızlık canıma kâr etti, bilmem neylesem. -Ruhi.
-
Canına Kastetmek
1) intihara kalkışmak 2) birini öldürmeye hazırlanmak.
-
Canına Tak Demek (etmek)
Dayanamaz duruma gelmek, sabrı kalmamak. Örn: Kimsesizlik bu sefer tak dedi artık canıma. -M. A
-
Canına Yetmek
Katlanamayacak duruma gelmek, bezmek, bıkmak. Örn: Vatan hasreti artık canına yetmiş. -A. Kaba
-
Çark Etmek
1) bir doğrultuda giden kimse, şey sağa veya sola doğru yön değiştirmek. Örn: Küçük hizm
-
Çarkına Etmek (okumak)
Argo birine büyük kötülük yapmak veya işini bozarak zarar vermek.
-
Cart Curt Etmek
Göz korkutmak veya övünmek amacıyla abartılı konuşmak. Örn: Cart curt etmesine bakma, korka
-
Cebellezi Etmek
Cebine indirmek. Örn: Dalsın içeri de el âlemin kirazını, şeftalisini cebellezi mi etsin? -N
TEDxİstanbul Konuşması: Gökhan Ünel Atomu parçalamak icin ne gerekli? Ilk olarak kendine güven "Hareket başlatmak için, elimizi kirletmekten, bilimsel düşünmekten, deney yapmaktan ve tüm bunları çevremize anlatmaktan çekinmeyeceğiz"
TEDxİstanbul Konuşması: Başarısızlıkla sonuçlanan tüm girişimlerine rağmen denemekten vazgeçmemek gerektiğine dikkat çeken İzzet Pinto, başarının hayal etmek, harekete geçmek, %100 inanmak ve risk almakla elde edildiğini vurguluyor.
İngilizce Yardımcı Fiiller Geçmiş Zaman - Past Tense of Modal Verbs; Uzun kalmak istemedik - We did not want to stay long. Bir şey içmek istemedik - We did not want to drink anything. Rahatsız etmek istemedik - We did not want to disturb you.
İngilizce Bir Şeyi Rica Etmek - Asking for Something; Saçlarımı kesebilir misiniz - Can you cut my hair? Kısa olmasın, lütfen - Not too short, please. Biraz daha kısa, lütfen - A bit shorter, please.
İngilizce Bir Şey Arzu Etmek - To Like Something; Bir şey içmek istiyorum - I want to drink something. Birşey yemek istiyorum - I want to eat something. Biraz dinlenmek istiyorum - I want to relax a little.
Çocuklar İçin İngilizce; Hissetmek / Feelings - Are you happy
Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır. 1. Dış SolunumSolunum organlarıyla dış ortamdan hava alınması ve verilmesi, yani soluk alıp vermeye denir. 2. İç Solunum
Girişimci, bazen kredisini uluslararası pazardan kendisi bulabildiği gibi bazen de uluslararası finans kuruluşlarının dış kredilerini tercih etmektedir. Çoğunlukla bu olanaklardan haberi olmayan küçük ve orta boy işletmeler, finansal sorunl
İş ahlâkının kurumsallaşması giderek önem arz etmektedir. Kurumsallaşma bir anda gerçekleşecek bir olgu değildir.
Google İleri Teknoloji ve Projeler grubunun bir projesinin bir parçası olarak geliştirilen Soli Sensörü, daha düşük enerjiyi kullanmak ve el değirmenlerini bir milimetrelik seviyede tespit etmek için tasarlanmış düşük güçlü bir radardı
Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya başlamıştır. Böylelikle Türk-İslam devletlerinde Hukuk ikiye ayrılmıştır.
Büyük bir motivasyon ve heyecanla bir şey üzerinde çalışmak için ideal şartların oluşması tabiki de çok güzel. Keşke, işimizi yaparken önümüze hiçbir engel çıkmasa. Fakat, hayatta hiçbir başarı çok rahat bir şekilde elde edilmez
Günümüz girişimcisi çabalarını sürdürdüğü ortamda çalışma koşullarını etkileyen faktörleri bilmek, personelin davranışlarını önceden tahmin etmek istemektedir.
İsyan etmek, ayaklanmak… muhalifleri bu ismi kendilerine karalama maksatlı söylüyor (hakk’tan İslam’dan çıkan)
Metal eritme ve arıtma endüstrisinde saf metalleri elde etmek için metal cevherleri ve hurdaları işlenir. Metal işleme endüstrisi ise sanayi ve diğer farklı sektörlerin ihtiyaç duyduğu makine ve makine parçaları, alet ve araçların üretimi
Yönetici karı ve riski başkalarına ait olmak üzere mal veya hizmet üretmek için üretim öğelerinin alımını yapan veya yaptıran, bunları belli gereksinmeleri doyurmak amacına yönelten, işletmeyi girişimci adına çalıştırma sorumluluğ
Muz Kullanarak Telefonları Şarj Etmek. Bir muz kullanarak telefonunuzu şarj edebilirsiniz.
Bu videoda, bir telefonu patatesle şarj edip edemeyeceğinizi göreceksiniz. Sonuçlar şok edici!