Klasik Dönem Osmanlı Toplum Yapısı




a) Yönetenler b) Yönetilenler
1-Seyfiye 2-Kalemiye 3-İlmiye Tüccar ve esnaflar Köylüler Göçebeler Saray halkı

TOPLUM YAPISI

Osmanlı Devleti, çok uluslu ve çok dinli bir yapıya sahipti. Ancak Türkler, devletin kurucusu olarak esas unsuru meydana getiriyordu.

Fakat yine de bütün Müslümanlar hakim unsur durumundaydılar.

Osmanlı Devleti’nde toplum, yönetenler (asken) ve yönetilenler (reaya) olarak ikiye ayrılıyordu A. ASKERİLER (YÖNETENLER)

Askeri sınıf yani yönetenler, padişahın kendilerine dini adli askeri ya da idari yetki tanıdığı devlet görevlilerinden oluşma ktaydı Bunlar, saray halkı, seyfiye. ilmiye ve kalemiye gruplarından oluşuyordu. Askeri sınıfın en önemli özelliği vergi yükümlülüğü dışında bırakılmalarıdır.

Saray halkı: Osmanlı Devleti nde hem padişahların oturaukla-rı yer, hem de en yüksek devlet görevlilerinden bazılarının çalıştığı merkez saraydı

Seyfiye: Osmanlı toplumunda, yönetim görevi de bulunan askeri grup ’seyfiye" olarak adlandırılmıştır.Seyfiye. ehl-ı örf veya ümera olarak da isimlendirilmiştir. Seyfıye kapıkulu ve tımar sistemleri içinde yetişen ve görev yapan kişilerden meydana geliyordu .

İlmiye: ilmiye, yargıçlık, noterlik ve mahalli yönetim işlerini yürüten kadılardan, tıp ve müneccimlik yani astroloji alanındaki uzmanlar ile her seviyedeki eğitim ve öğretim elemanlarından meydana geliyordu. Ayrıca imam, müezzin gibi din görevlileri, tarikat şeyhleri ve Hz. Peygamber’in soyundan gelen seyyid ve şerifler de ilmiyeye dahildi. ilmiye mensuplarının büyük çoğunluğu Türk asıllıdır.

Kalemiye: Osmanlı idari ve mali bürokrasisinin mensuplarından oluşuyordu. Divan’daki temsilcileri Nişancı ve Defterdarlardı. B. REAYA (YÖNETİLENLER)
Osmanlı Devleti’nde yönetilenlere "reaya" denirdi. XIX. yüzyıldan sonra reaya, daha çok Müslüman olmayanlar için kullanılırdı. Reaya ile askeri sınıfın farkı, reayanın vergi ödemesi, askerlerin ise vergi vermemesiydi.

Yönetilenler dini yönden de ikiye ayrılmıştı:

1- Müslümanlar: Müslümanlar yönetici olurlar, askerlik yaparlar ve öşür verirlerdi. Müslümanl ar genellikle, tarım ve sanatla uğraşırlardı.

2- Gayrimüslimler : Askerlik yapmazlar, buna karşılık "Cizye" denilen vergiyi verirlerdi. Cizye yetişkin ve sağlıklı erkeklerden alınırdı. Genellikle ticaret ve tarımla uğraşıyorlardı. Islahat Fermanı ile devlet memuru olma hakkını elde ettiler.

SOSYAL HAREKETLİLİK


1. Yatay Hareketlilik

Ülke sınırları içinde insanların bir bölgeden başka bir bölgeye, köyden şehre göç ederek yerleşmesi olayına yatay hareketlilik denir. Bu hareketlerden bir kısmı kendiliğinden gerçekleştiği gibi bir kısmı da devletin imar ve iskan politikasının uygulanması sonunda gerçekleşmiştir.


2. Dikey Hareketlilik

Dikey hareketlilik, bir kişinin, yönetenlerden yönetilenlere ya da yönetilenlerden yönetenler sınıfına geçiş yapabilmesidir. Yönetilen statüsünden yöneten statüsüne geçmenin üç şartı vardı: Müslüman olmak, üzerine aldığı vazifeleri en iyi şekilde yerine getirmek ve padişaha tam bir sadakatla bağlı olmak.

MİLLET SİSTEMİ: Osmanlı Devleti’nin ülkede yaşayan toplulukları etnik kökenini dikkate almaksızın , din ya da mezhep esasına göre örgütleyerek yönetme biçimine “millet sistemi” deniliyordu. Devlet, her inanç topluluğunu kendi içinde serbest bırakarak onlara belirli bir özerklik tanımıştı. Osmanlı toplumunda Türk, Arap, Acem, Boşnak ve Arnavutlar, Müslüman çoğunluğu oluştururken Ortodoks, Ermeni ve Yahudiler diğer üç temel millet olarak kabul ediliyordu

İSKAN SİYASETİ : Osmanlı Devleti feth ettiği yerlerdeki yerleşik halka dokunmaz onları yurtlarından atmazdı.Bununla birlikte bölgede kendi kanunlarını uygular ve bu kanunlara herkesin uymasını isterdi. Osmanlı toprağı yapılan bölgelere göçebe olarak yaşayan , toprağı olmayan Türkmenler yerleştirilir ve buraların Türkleşmesi sağlanırdı. Feth edilen bölgeler her türlü imar faaliyeti ile canlandırılır, Osmanlı mimarisinin tipik örnekleri buralarda oluşturulurdu.

SOSYAL YARDIMLAŞMA
AHİLİK: Her meslek ve sanat örgütlenmesinin kendi içinde küçükten büyüğe ( usta çırak ilişkisi)doğru sıralanması sonucunda oluşur. Ahilik: 12.-13. yy’da Anadolu’da; İslami kurallar çerçevesinde, sosyal dayanışmayı ve üretimde kontrolü sağlayan esnafmeslek örgütüdür.

VAKIF SİSTEMİ: Kişilerin kendilerine ait menkul, gayrimenkul mallarını veya paralarını toplum yararına oluşturulacak eğitim, din, sağlık, bayındırlık gibi sosyal ve kültürel alanlarda daimî kamu hizmeti verecek kuruluşlara bağışlaması veya oluşturmasıdır.

Vâkıf : Vakfeden kişiye denir.
Mevkûf : Vakfedilen mala denir.
Mütevelli: Vakıf yöneticisine denir.
Vakfiye : Kadı huzurunda düzenlenen, vakıf şartlarını belirten sözleşmeye denir.


Vakıfların faydaları:
* Osmanlı Devleti sınırları içinde uygulanan iskân faaliyetlerinde,

* Yerleşim yerlerinin sosyo - kültürel ihtiyaçlarının karşılanmasında,

* Yolların, han, kervansaray gibi binaların yapım ve işletiminde,

* Halkın sağlık, eğitim ve öğretim alanlarındaki ihtiyaçlarının karşılanmasında,

* İhtiyacı olan tüccarlara vakıflarda biriken paradan kredi kullandırılarak ticaretin desteklenmesinde etkili olmuşlardı


TANZİMAT’TAN SONRA OSMANLI TOPLUM YAPISINDAKİ DEĞİŞİM

* 2. Mahmut döneminde Osmanlı toplumundaki Müslim , gayrimüslim ayrımı sona ermiş ve tüm Osmanlı toplumu (reaya) teba adını almıştır. Tanzimat Fermanı’nda “Yüce devletimizin tebaası Müslümanlarla öbür milletler fermanın belirttiği bütün haklardan yararlanacaklardır.” hükmünün yer alması ile tüm Osmanlı halkı eşit haklara kavuşmuş ve vatandaşlık kavramı yerleşmeye başlamıştır.

* Islahat Fermanı ile din ve ırk ayrımı tamamen kaldırılmış ve tüm yönleri ile kaynaşmış bir Osmanlı toplumu oluşturulmaya çalışılmıştır.

* 18. Yy dan itibaren savaşlarda alınan yenilgiler ve toprak kayıpları sonrasında Anadolu ya önemli miktarda göç yaşanmıştır.Bu durum Anadolu nun nüfus özelliklerini değiştirmiş; genel nüfus içerisindeki Müslüman nüfus Gayrimüslim nüfusa oranla artmıştır.Ayrıca şehirleşme oranı artmış ,göçebeler yerleşik hayata geçmeye başlamışlardır.

* Kadın hakları konusunda batıdan etkilenilmiş ve kadınlar çalışma hayatında rol almaya başlamışlardır

NOT: Kadın hakları konusunda Ahmet Cevdet Paşanın kızı Fatma Aliye Hanım yaptığı çalışmalarla etkin bir rol oynamıştır.

* Klasik aile yapısı bozulmuş ve Avrupa tarzında aileler şehirler başta olmak üzere ortaya çıkmıştır.

* Avrupa tarzı Kılık kıyafetler kullanılmaya başlandı.

* Yeme içme alışkanlıkları değişti, masa, çatal-bıçak vb. kullanılmaya başlandı.

* Avrupa tarzı müzikli eğlence kültürü oluşmaya başladı.

* Teknolojik gelişmelerin Osmanlı ülkesine gelmesiyle birlikte vapur, tramvay, telgraf,telefon günlük hayatta kullanılmaya başlandı.

* Darülaceze (yoksullar evi) ,gureba hastaneleri Hamidiye Eftal ( çocuk ) hastaneleri , darüleytam ( yetim evi) ve Hilal ahmer ( Kızılay ) gibi Yeni sosyal yardımlaşma kurumları oluşturuldu.


ÇAĞDAŞ TÜRK TOPLUMU


* 2. Mahmut tan itibaren Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı ve kanuni Esasi düzenlemelerle oluşturulmaya çalışılan Osmanlı Toplumu 1924 anayasası ile anayasal bir tanıma kavuşmuş ve Türkiye’de yaşayan herkes din ve ırk farkı gözetilmeksizin “vatandaş” olarak tanımlanmıştı

* Yönetim şeklin,n Cumhuriyete dönüştürülmesi ile egemenlik hakları millete verildi

* Yapılan inkilaplar( kılık kıyafet kanunu, şapka devrimi, tevhid-i tedrisat, yeni harflerin kabulü,soyadı kanunu vb.) ile Türk Toplumu her yönüyle çağdaş hale getirildi.

* Medeni kanun ile kadın –erkek ilişkileri Avrupa normlarına göre yeniden düzenlendi .

* Kültürel ve sanatsal alanlarda radyolar, operalar, çocuk tiyatroları kuruldu.Halkın eğitilmesi için Halk Evleri açıldı.


Admin

Taglar: KlasikDönemOsmanlıToplumYapısı

Tarih Ders Notları - İlginizi çekebilecek başlıklar
Cumhuriyet Döneminde Eğitim (1938 e kadar)

Milli Mücadele eğitimi derinden etkilemiş, Anadolu’daki işgal kuvvetleri, okullarda kendi propagandalarını yaparken bazı okulları da kapatmışlardır.

Cumhuriyet Döneminde Ekonomi (1938 e kadar)

Yeni Türk Devletinin ekonomi politikalarını belirlemek için 17 şubat - 4 Mart 1923 tarihleri arasında İzmir’de Türkiye İktisat Kongresi toplanmıştır.

İlk Türk Devletlerinde Eğitim

Askeri Eğitim, Mesleki Eğitim, Bilim. İlk Türk devletlerinde bilgiye ve bilgili insana önem verilmiştir.

17. ve 18. Yüzyıl Osmanlı Devlet Teşkilatı

Bu yüzyıllarda meydana gelen önemli değişmeler şunlardır. Osmanlı devletinde 18. yüzyılda sadrazamın güçlenmesiyle Divan Toplantıları Bab-ıali de(sadrazam konağı) toplanmaya başladı.

İlk Türk Devletlerinde Devlet Teşkilatı

İlk Türk Devletlerinde Devlet Anlayışı, Türklerde Ordu, Devlet Yönetimi. İlk Türk devletlerinde Kağanı koruyan seçme muhafız birliklerine Böri, Keşifler yapan akıncı birliklerine deYelme denir.

İlk Türk Devletlerinde Toplum Yapısı

İlk Türk Devletlerinde Toplum Yapısı; toplumsal yapı, yaşayış ve dini hayat.



Sayfa Yorumları

Yorum Ekle





Mesaj / Bildirim Gönderin