Çok yakından tanımak, her türlü düşüncesini bilmek. Örn: Ben böylelerinin ciğerinin içi

Birinin gizli, saklı düşüncelerini anlamak. Örn: Çökük gözlerinin arkasında insanın içi

Sürekli düşünmek, hep onunla meşgul olmak. Örn: Saat dokuza yaklaşırken onun içini bir bay

Kapantı veya fazla daraltı yapmaksızın dudakların ve ağız içinde dilin aldığı çeşitli d

Açınıkların ve bazen seslilerin abanıklar için bir dayanak meydana getirmeleri. Kar kelimesind

Bir açınıkla biten isimlerin çekimi: kapı, ka-pı-yı, kapı-ya... gibi.

İki veya ikiden fazla açınığın kaynaşıp tek ses halinde çıkması ki silinme, çitişme, to

Açınıklara, ikinliklere, üçünlüklere verilen ortak ad.

Üflek seslere karşı olarak açınıklara ve ötümlü abanıklara verilen ad.

Açınık değşiliminin başka bir adı.

Bir girişim açınığı kullanma olayı.

Bazı dillerde ve özellikle Türkçede bir çeşit özümleme: 1. Bir kelimedeki açınıkların in

İki açınık arasında bulunan abanık.

Abanık niteliğinde: olan bir sesin açınık niteliği alması.

Bir kelimede ilk sesin açınık olması.

Bir hecenin açınıklardan hangisini almış olduğu bakımından hali.Bir hecenin açınıklardan

Bir hecede açınık görevinin belirdiği boğumlama evresi.

Bir yüzeyin bir düzlem üzerine serilmesi.

Genleşmeden ve büzülmeden bir düzlem üzerine yayılabilen yüzey.

Açınıklar almaşımı.

Nitelikleri ve birbirine karşı olan ilgileri bakımından bir dildeki açınıkların topu.

Kuşlar (Aves) sınıfının, ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, ötleğengiller (Sylvii

Çocuklar ana ve babalarından öğrendiklerini yapmaya özenirler.

Bak, Arı açınık.

Kişi, yararlanmaya alıştığı şeyden yoksun kalmak istemez.

Tavuksular (Galliformes) takımının, sülüngiller (Phasianidae) familyasından, 25 cm kadar boyda

(Colinus virginianus) Tavuksular (Galli-formes) takımının sülüngiller (Phasianidae) familyasın

Anavatanı Amerika olupboyu 25 cm, sırtı kızıl, erkeğin kaşı ve boğazı beyaz sürmeli koyu

Ardıç ağacının ateşi çabuk geçer, kül olur yalancının sözü de böyledir, ona da güveni

Geniz sesi vermiyen açımk.

Eski İrlanda dili yazısında bazı söyleyiş özelliklerini göstermek üzere işaret olarak kull

Bir bileşimin iki öğesi arasına girerek söylemeyi kolaylaştıran açınık: Gel-i-yor kelimesi

Her işin kendine özgü aracı vardır.

Basılan şeyler üzerine basımcının kimliğini göstermek üzere konulan simgeler.

Ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, ötleğengiller (Sylviidae) familyasından, 14 cm kad

Çalışan kişinin kötü özellikleriyle müşterilerine rahatsızlık vermeyeni makbuldür.

Bazı dillerde bileşik kelimelerde iki bileşen arasına getirilen açınık : Lat. carn-u-fex.

1) uzman kişi, hangi yöntemi uygularsa uygulasın başarılı olur 2) işini titizlikle yürüten

Yirmi alt türüyle Kanada'dan güney Meksika'ya kadar her yerde görülen, aÄŸaçlıklı veya çalÄ

Aynı düşüncede ve aynı yapıda olan insanlar birbirlerini korurlar, kollarlar.

Ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, ötleğengiller (Sylviidae) familyasından, 14 cm kad

Kuşlar (Aves) sınıfının, ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, ötleğengiller (Sylvii

İslavcada, kendinden önce gelen abanığı çetin hale sokan a ve o gibi açınıklara denir.

Çiftçinin ürünü her yıl bir afete uğrar, o da hep gelecek yıla umut bağlar.

Ana vatanı Hindistan, güneydoğu Çin, Tayland, Hindu-Çin, Seylan, Yeni Gine, Güney Afrika ve Av

Kabuğu ve yağı karminatif, sindirim kanalının faaliyetlerini uyarmak, cinsel gücü artırmak v

(Süsleme) Taş yerine çini kullanarak yapılan mozaik a. bk. çini, çini toprağı, mozaik.

(Resim) Borneo kâfurusu, jelatin ve misk karışımı bir tür mürekkep.

Nefret etmek, tiksinmek. Örn: Karaya uÄŸramak, her denizci gibi cinine gidiyordu. -Halikarnas BalÄ

Culicinae alt ailesinde bulunan Culex ve Culiseta gibi medikal açıdan önemli iki cinsi içeren si

Söylemeyi kolaylaştırmak için bir kelimedeki bazı abanık öbeklerinin arasına katılan açın

Bir derilme sonucu olan açmık. bk. Derilme.

Girişim açınığının başka bir adı.

Şundan bundan yardım dileyerek geçinmeye çalışanların istekleri bitmez.

Ö açınığına denir.

Durduraç tabanını pabuca tutturmaya yarayan perçin çivisi.

Keskin açınıklardan e ve i açınıklarına denir.

Evi olan yalnızca kendi evinde oturur, evi olmayan ise beğendiği evde oturur.

Evi olan yalnızca kendi evinde oturur, evi olmayan ise beğendiği evde oturur.

İtalyan ipli kuklası.

Ana vatanı, batı Colorado, güneyde kuzeydoğu Kaliforniya, orta Sonara, kuzey batı Çihuahua ve

Kişi, inançları ayrı da olsa, hoşlanmasa da geçimini sağlayan kimseye hizmet eder.

Çok iyi değilse de şöyle böyle geçinmek. Örn: Sözün tam anlamıyla bu sayede geçinip gidi

1) bu söylediklerinizi kabul etmiyorum, daha mantıklı sözler söyleyin anlamında kullanılan bi

Geniz sesi veren açınık.

Türkçede olduğu gibi kelimelerin başında bulunan bazı abanıklardan veya abanık öbeklerinden

Gövde yapmağa yarayan "açınık.

Ağır açınıklardan a açınığı.

Klasik Yunan tiyatrosunda seyircilerin görmediği olayları, bunları görmüş varsayılan bir hab

Olaylar herkesin istediği biçimde meydana gelmez.

Herkesin kendi yaşayışı ile ilgili bir derdi vardır, bir kişinin derdi ötekininkine benzemez.

Öç (öcünü) almak. Örn: Fakat bu kadarcık bir mukabeleyle bütün hıncını almış değildi

Öcünü almak. Örn: Hıncını çıkarmak için başka vesileler arıyordu. -R. N. Güntekin.

1) istediğini yapamama yüzünden üzülmek. Örn: Bir an önce varalım diye içim içimi yiyor.

Derdini anlatmak, içini dökmek. Örn: Rabia elinden gittikten dört beş ay sonra imama verdiği

1) tatlı, ağır gelip artık yiyememek 2) mec. çok konuşarak veya ağır davranarak birini usand

1) sıkıntı ve derdini söylemek. Örn: Psikanalistler, insanı nasıl itiraf ettirerek içini bo

İç çekmek. Örn: Öyle ağlıyor ki ben de içimi çeke çeke onu teselli etmeye çalışıyorum

Ruhunu karartmak, bezdirmek, yıldırmak. Örn: Bazı alametler büsbütün içimi çürüttü. -R.

1) derdini anlatmak, iç dünyasındaki duygu ve düşüncelerini bir bir anlatmak. Örn: Rakım gÃ

Şaşırtmak, ürpertmek. Örn: Benden bu denli emin olması içimi dondurdu. -R. Mağden.

Üzüntüsünü, sıkıntısını duymak. Örn: Şimdi duyduğum suçluluğa karışan özlem içim

Hoş, güzel bir şey hoşluk duygusu yaratmak, coşku vermek.

Bunalıma veya sıkıntıya sokmak, endişeye düşürmek. Örn: Annesini yanına aldığı günler

Bir üzüntüden rahatsızlık duymak, tedirgin olmak.

Çok üzülmek, aşırı derecede sıkılıp harap olmak. Örn: İçini parça parça etmekle berab

Sıkıntı vermek. Örn: Fakat bu lakırtı Rabia'nın içini sıkar. -H. E. Adıvar.

Çok üzülmek. Örn: Fakat küçüklerin bahçede ağlamaları o kadar içimi yaktı ki kendi kend

Çok üzülmek. Örn: Ahmet Kerim, o gün bu kaygı ile içini yedi durdu. -Y. K. Karaosmanoğlu.

Sıkıntıdan kurtulmak. Örn: İçimin ateşi hiç küllenmedi. Seneler geçtikçe daha alevleniyo

Telaş veya kaygı ile üzülmek. Örn: İçimizin yağı eridiği hâlde umursamadığımızı gö

Sinema/TV. Alıcıya daha çok ışık girmesini sağlamak amacıyla, ışık düzengeci göstergesi

Sinema/TV. Alıcı merceÄŸinden daha az ışık girmesini saÄŸlamak amacıyla, ışık düzengeci gÃ

12. yüzyıldan önce Japonya’da zevk için ve özellikle sesleri için yetiştirilmiş, sonraları

Bir olayın gerçekleşme kazanışının düşüklüğünden doğan götürücü durum. bk. götür

1. Seçeneklerden birinin diğerine tercih edilmesi durumunda kısmen veya tamamen ortadan kaldırı

Trajik suç sonucu kahramanın başına gelecek felâketlerin önüne geçilememezlik.

Bir durum ya da olayın oluşturucu öğelerinin onsuz olamaması.

Eksiciklerin bağımsız yörüngeçlerde değil, birbirlerini itiştirerek devinmelerinden doğan v

Anavatanı Kuzey Amerika olup gövdesi gri renkte ve karın altında pula benzeyen tüylerle kaplı,