1) birinin adıyla anılmak 2) sahip olduğu adın sorumluluğunu yüklenmiş olmak.

Bir yardımına karşılık olarak bekâr bir kimseye çok büyük bir yardımda bulunma sözü verm

Kendi kimliğinin veya düşüncelerinin dışında başka birinin kimliğini geçici olarak taşım

Akarsuyun taşıyabileceği ve sürükleyebileceği maddelerin miktarı.

olmasından korktuğum şey oldu anlamında kullanılan bir söz.

Sinir hücresinin hücre gövdesi ile akson ucu arasında küçük sitoplâzma kesecikleri içindeki

Konsantrasyon farkına karşı maddelerin metabolik enerji kullanılarak zardan taşınması. Bazı

anat. Geviş getirenlerde kolonun, kör bağırsaktan sonraki “S “ harfi biçimindeki kıvrımı.

anat. Etçillerde a. femoralis’ten çıkarak m. adductor, m. pectineus, m. semimembranosus ve m. gr

anat. Ön kol kemiğiyle dirsek kemiği arasında üst eklem.

anat. Ön ayak parmak kemiklerinin birincisiyle ikincisi arasındaki eklemler.

anat. Arka ayak parmak kemiklerinin birincisiyle ikincisi arasındaki eklemler.

Arada en ufak başka bir iş yapamayacak kadar sıkışık durumda bulunmak. Örn: Büyük babanın

Renksiz, kristalize, suda pratik olarak çözünmeyen, hekzanda ve dimetilformamidde belirli miktarl

Malların teslim alındıkları bir yerden teslim edilecekleri yere kadar en az iki değişik taşı

Bütünleşik taşımada düzenlenen gönderim belgesi.

Işığın pürüzlü yüzeylerden tüm doğrultulara yansıması.

Belirli sıcaklıkta bakteri populasyonunun %90' ının ölmesi için gerekli zaman.

Mitokondri iç zarında bulunan, sitoplazmadaki süksinat, malat veya fümarat gibi dikarboksilik as

Kişinin başına ne gelirse dilini tutmamasından gelir.

Millî gelirinde artış olan bir büyük ülkenin marjinal dışalım eğilimine bağlı olarak dı

(Resim) Gölge görüntü yapmakta kullanılan, ortası istenilen biçimde oyulup çıkarılmış ka

İşine sabahleyin erken başlayan kimse başarı elde eder.

Göründüğünden farklı bir din veya inanç sahibi olmak.

İstem esnekliğinin sonsuz olmaması durumunda, dışalımcı ülkenin yeni bir gümrük vergisi ko

Hava yoluyla yapılan yolcu ve yük taşımacılığı.

Paroksimal hemoglobinüri.

(Pongoidae, anlamdaş. Simiidae), (Lat. pongo = bir tip insansı maymun, Lat. simia = maymun): Omurg

Işığın özdeksel bir yüzeye çarparak yayılma doğrultusunu değiştirtmesi.

1. Bir titreşim, kaynağının, özellikle bir akımmıknatıssal titreşim kaynağının, içinde

Sinema/TV. Elektromıknatıs dalgalar biçiminde yol alan erke.

(Işık almakta olan bir özdek) Başka ya da aynı dalga boyunda ışınlar salmak.

Verimsiz, sonuçsuz bir işle uğraşmak.

Karayolunda kamyonla yapılan taşımalarda uluslararası CMR Anlaşması gereğince düzenlenen bir

Deniz ve kara taşımacılığında malların çelik kaplarla taşınması.

Kutuplar bölgesinde görülen yaygın ve donuk atmosferik ışıma. Atmosferik atom ve molekülleri

Dedikodu ederek laf götürüp getirmek.

anat. Geviş getirenlerde parmak kemiklerine birbirine bağlayan çapraz bağ.

Bir ışık demetinin yansıtıcı bir yüzeyden yansıma yasalarınca, yani geliş açısına eşit

Üşeryuvar (iyonosfer) katmanının dönüşül sıklığının üstündeki telsiz dalgalarının y

Çok saygı göstermek, yüceltmek, övmek.

anat. Geviş getirenlerde art. metacarpophalangia’nın palmarında yer alan kemikler.

Sütten kesilerek kaba gıda ve su verilen 4-8 aylık besi danalarında fazla su içmeyi takiben gö

Aşırı heyecan ve korku gibi nedenlerle sempatik sinir sisteminin aşırı derecede uyarılması v

Paroksimal taÅŸikardi.

Küçük, yüksüz moleküllerin difüzyonu (basit difüzyon) ya da iyonların ve diğer yüklü mol

Mitokondri iç zarında bulunan, sitoplazmada biçimlenmiş pirüvatın mitokondri matriksine geçme

Bir organizmanın orta eksenine ya da organizmanın herhangi bir parçasının bir bağlantı noktas

Sinirin üst bölümünün dejenerasyonuyla başlayan aksonopati. Kimi depo hastalıkları ve mantar

Böbrekte nefronun baş kısmını oluşturan, fırça kenar mikrovillüsleri bulunan tek tabakalı

Böbrekte medüller bölgedeki, zayıf fırçamsı kenarı olan, kübik hücrelerle döşeli tübül

Glomerüllere yakın olan kıvrıntılı lümenli tübüller. Buranın kübik epitelinin fırçamsı

Spinal sinirlerin foramen intervertebraleden çıktıktan hemen sonraki bölgeye, anestezik çözelt

Süzülmüş bikarbonatın proksimal tubuluslar tarafından geri emilmesinin gerçekleşmemesi neden

anat. Böbrek kabuğunda, böbrek cisimciğinin idrar kutbundan başlayan, pars kontorta adı verile

anat. Gövdeye yakın.

Kalbin dinlenmesinde endokardiyal üfürümlerin en iyi duyulduğu noktalar.

anat. Parmak kemiklerinin üst tarafında seyreden atardamar dalları.

anat. N. tibialis'in, pelvis yakınında arka sağrı kaslarına verdiği kas kolu.

anat. Parmak kemikleri plantar atardamar dalı.

Ro-ro gemileriyle yapılan taşımacılık.

Bir rengin ya da dalga boyunun ötekilerden daha iyi yansıması.

İnsanoğlunun tabiattaki canlı cansız bütün varlık ve nesnelere ait sesleri benzetme ve taklit

Yazmalarda, kitabı kopya eden kişinin yazdıklarını, kitabın asıl yazarına okuduğunu ve yaza

(Hebb) Uyaranın bilinmesinden sonra beynin kısa bir süre daha eylemini sürdürmesi.

anat. Döner kemikle dirsek kemiği arasındaki aralıklar

Sinema Yansıtıcı bölümü mercek ile örtü arasında kaldığı için, konunun görüntüsünü

Sinema Alıcı çalıştırıldığında yansıtıcı bölümü ortadan kalktığı için görüntü

Işığın iki değişik ortamın ara kesitinde tümüyle yansıması.

Veriyi ana bellekte bir yerden baÅŸka bir yere aktarma.

Bir maddenin bir yerden başka bir yere taşınması. Transport.

Veriyi ana bellekte bir yerden baÅŸka bir yere aktarma.

Ülkeler arasında ya da bir ülkenin ulusal sınırları içinde yolcuların ve çok daha önemli o

Malların yüklendiğini, gönderildiğini veya teslim alındığını gösteren belge.

Panoları ya da gergileri taşımakta kullanılan demir çubuk.

Taşıma çubuğunda bulunan bezi kıstıran maden parça.

Hayvanların taşındığı kafes.

Belli bir çevrenin sürekli olarak besleyebileceği belli bir türe ait maksimum birey sayısı.

Malı gönderenle taşıyan arasında malın taşınmasına ilişkin ilkeleri düzenleyen senet.

İşi yapacak olanda yeteri kadar güç bulunmadıkça başkalarının küçük katkılarıyla süre

anat. Atgillerin phalanx proximalis’inin palmar yüzünde görülen üçgen.

Mitokondri iç zarında bulunan, mitokondriondaki sitrat, izositrat veya dikarboksilatın sitoplazma

Havayolu ile yapılan ticari taşımacılığı geliÅŸtirmek ve güvenli, düzenli olarak gerçekleÅ

anat. Domuzda, bazen de sığırda, v. tarsea lateralis’ten çıkan aşık kemiğiyle topuk kemiği

Öne sürülen bir savı tanımama.

Bir yanıtlayıcının, olan bir durumu değilleyici yanıtlar vermesi.

Hiç, katiyen, asla gibi zarflar.

(Derleme.. yansıtma, taklidi kelime, tabiat taklidi kelime) Tabiat seslerini veren sözcük: Şakı

Bir şeyin çıkardığı sese benzer sesle yapılan kelime: Hıriltı, patlamak gibi.

Bir engele çarpan dalgaların geldiği ortama geri dönmesi.

Parlak bir yüzeyden yansıyan ışınla yüzeyin dikmesi arasında kalan ve geliş açısına eşit

Bakışım işlemleri arasında yer alan yansıma noktalarını, bir düzlemin öbür yanında eş u

Bilginin nesnel gerçekliğin insan beynindeki yansıması olduğunu, ancak insan bilgisinin de nesn

Metal ya da cam gibi yansıtıcı bir yüzeye çizilen koşut çizgilerden oluşmuş ışık ağı.

ß bağıntısının K kümesinde yansımalı olması, K nın x gibi herhangi bir öğesi için sı

E kümesi üzerinde her(...)için (x,x) (...)koşulunu gerçekleyen B ikili bağıntısı,

Sinema Aynalı bir örtücünün pencereyi örttüğünde mercekten gelen görüntüyü yansıtması

Yıldızların yansıma ile görüntüsünü veren çukur aynadan yapılmış, geniş açıklıklı

E" üzerine ß (E",E') güçlü ilingesi konulmak koşuluyla (…) doğal gömevini bir ilingesel eş

TV. Bir verici dalgalıktan çıkan ve doğrudan doğruya alıcı dalgalığa giden elektromıknatı