Merceksiz, içinde birden fazla ampul bulunan ve geniş bir alanı aydınlatan, gölge vermeyen ış

Sandık biçimindeÂ’ geniÅŸ bir alanı aydınlatan ve sahnenin genel ışıklamasında kullanılan Ä

(Ruhsal çözümleme) Süt çocukluğu döneminde emzirilmeyle sağlanan haz ve doygunluğa tutkunlu

Sinema/TV. Akkor ışık veren güçlü ışıldak.

Akkor ışık veren toplayıcı, güçlü lambanın bulunduğu ışıldak.

Belirli bir yiğitin çevresinde oluşup gelişen kimi olayları konu alan masal türü. bk. kişise

Alt-üşek ten gelen eksicik ışınlarıyla uyarılmış ışıldama.

Ampisilinin fenil yan zinciri üzerine bir hidroksil grubu eklenmesiyle elde edilen, geniş etki spe

Hem ağız hem de parenteral yolla kullanılan penisilin türevi ilaç.

Analjezik ve antienflamatör özellikleri olan bir bileşik. Aspirin.

Palangalar yoluyla alçaltılıp yükseltilebilen demir askılara bağlı ışıldak dizisi.

Sahne tavanına asılmış dizili ışıklar bk. üst dizi ışıkları.

Asılı olmayan, ayaklar üzerinde sahnenin çeşitli yerlerine taşınabilir ışıldak.

Sehba üzerinde duran ışıldak.

Antibakteriyel spektrumu, etki gücü ve farmakokinetik özellikleri amoksisiline benzeyen yarı sen

400 vata kadar olan küçük ışıldaklara verilen ad. Bunlara kısaca «bebe» de denilir.

(Sheldon) Kassal etkinliklere öncelik veren hareketli bir kişilik tipi.

Sinema/TV. Uzaktaki bir noktaya yeğin bir ışık demeti gönderebilen, değişmez odaklı içbüke

İki molekül penisilin G’nin bir molekül N, N-dibenziletilen daimin (benzatin) ile amid biçimind

Bazı penisilyum notatum kültürlerinden elde edilen, kısa etkili, aside ve penisilinaza duyarlı

(Sheldon) Dal beden yapısıyle birlikte giden, kendini tutma, ketleme, uyanıklık ve anlıksal etk

Isı erkesinin işleysel eşdeğerliğini konu alan erke korunumu yasası.

İnce bağırsaklarda prostaglandin üretimini baskılayarak genellikle ishal önleyici olarak kulla

Sinema Genellikle renkli film çeviriminde kullanılan en büyük boy işlik ışıldağı.

Ayarlanabilen ve belli aralıklarla yanıp sönen ışıldak. Özellikle, sahne etmenlerinde kullanÄ

Düşünceler karşılıklı tartışılmadan sağlam bir anlaşma ve uzlaşma ortaya çıkmaz.

(Duplicidentata), (Lat. duplicis = çift, Lat. Dentatus = dişli): Omurgalı hayvanlardan memeliler

KiÅŸiliÄŸin ikiye bölünmesi: Aynı kiÅŸinin "ben" ine dayanan oyun konusu. Örn. O'Neill'in "BüyÃ

Düzgülü ruhsal örgütün çökmesi üzerine aynı kişide belirip gelişen karmaşık örgütlü

Özellikle alüminyum alaşımlarına uygulanan ve çökelme sertleşmesi temeline dayanan, genellik

Kişiliğin çeşitli boyutlarını birlikte ölçen ölçekler tümgesi. bk. tümge

Merceksiz, kimisinin içi emaye, kimisinin metal aynalı ışıklama aygıtı. Ağzı geniş olduğu

Dip tarafından bir duya oturtulan ışıldak türü,

Bir ülkede o ülkenin kambiyo mevzuatına göre resmi olarak yerleşik kabul edilmeyen gerçek ve t

(Derleme.. dişilik, dişi) Bazı dillerde dişi cinsten sayılan sözcük: Arapçada kâtibe, muall

Cinsiyet kavramının söz konusu olduğu dillerde dişi cinsten sayılan kelimenin aldığı biçim

Çocuğun büyük ya da küçük aptesini tutmayı öğrendiği süre içinde kazandığı alışkan

Duygu ve davranışları düzgülü olmayan uç ve karşıt görünümlerde olan, bununla birlikte r

Belli bir süre içinde örneğin, yirmi dört saatlik dönem içinde en yüksek ve en alçak sıcak

Olaylar karşısında gerekli bağımsızlığı gösteremeyen, kimilerinde kararsız ve başkaları

Yüksek sıklıkta elektriksel boşalmalarla ortaya çıkan ışıldama.

Yüksek gücü olan bir ışıldak türü. ÇoÄŸu kez uzaktan ve yöresel ışıklama gereksinimi iÃ

(karşılık: hermafroditizm, hermafroditlik), (Yun. hermaphroditos = erdişi): Dişi ve erkek ürem

Hedef tüketicilerin pazara sunulan bir mal ya da hizmete, pazarın ulaşım koşullarında erişebi

Bir gömüde, bir dizin terimine yollama yapan ortalama terim sayısı.

Öncelikle cinsel ayrılıklara baÄŸlı olduÄŸuna inanılan birbirine karşıt iki kiÅŸilik özelliÄ

Yüzeyinin aydınlanması eşdikmelik yasasına uygun olarak değişen ışık yeğinliği ölçeri.

Değişmez bir sıcaklığa bağlı olan.

Değişmez bir sıcaklıkta olan çekirdeklenme olayı.

Değişmez bir sıcaklıkta olan çökelme olayı.

Değişmez sıcaklıkta oluşan bir süreç sonucunda ulaşılan denge.

Değişmez bir sıcaklıkta olan dönüşüm.

Değişmez bir sıcaklıkta yapılan tavlama işlemi.

Aralarında sürekli bir evre bağlılığı sağlanamayan dönemsel değişimlerin niteliği.

Kendiliğinden ya da nötronlarla tepkimeye girerek çekirdek bölünmesi oluşturan madde, bölüne

Ötümsüz söyleyiş, ki ses kirişlerinin, hava geçerken titreşim yapmıyacak kadar, birbirinden

Oyun çalışmaları ve gösteri sırasında sahnenin seyirciye görünmeyen uygun bir yerinden, bet

Fıslayıcının elinde bulunan, betikle birlikte oyuncuların sahnedeki durumlarını kapsayan deft

Eski tiyatro sahnelerinin seyirciye yakın aşağı kesiminde yerde bulunan ve fısıldayıcının i

Ötümsüz söyleyiş, ki ses kirişlerinin, hava geçerken titreşim yapmıyacak kadar, birbirinden

Yüklü parçacıklarla ya da ışılcıklarla dövülünce ışıma özelliği gösteren (özdök).

Yüksek gerilimli flüorışıl ışıtaç.

Kimi özdeklerin ışık soğurumundan hemen sonra değişik renkte ışık ışıma özelliği.

Sülfür tuzları gibi ışınlandıktan sonra bir süre ışıldamayı sürdüren (özdek).

Kimi özdeklerin görünür ya da morüstü ışığa tutulduktan sonra bir süre yeşilimsi renkte

Sinema/TV. Önünde Fresnel merceği bulunduğundan ışık yeğinliği istenildiği gibi düzenlene

Merceksiz, ve ışığı çok geniş bir alana yayarak gölgeleri yok eden aynalı ışıklama aygı

Geniş bir alanı aydınlatan ışıldak.

Paralel ve güçlü ışık veren, ama odak noktası olmayan (merceği yoktur), ileri geri hareketi

Hukukî kişi olma durumu.

Başkalarıyla yakın ilişki kurmaktan kaçınan, düşmanca ve saldırgan duygularını açığa v

Toplumsal etkileÅŸmelerden kaçınarak yaÅŸamın gerçekleri ile ilgisi bulunmayan bir düşünce dÃ

Birbirine benzemeyen iki kişiliğin sıra ile bireyin davranışlarını yönetmesi.

Erkesi değişmez tutulan bir dizgenin, olasılığı en yüksek olan duruya doğru gideceğini söy

Duyarlı bir yüzeyin, ışınım etkisinde saldığı eksiciklerin oluşturduğu akım.

Sıvı ya da uçun durumundaki akışkanların sıcaklık ya da yoğunluk değişimlerinden kaynakla

Işığa tutulunca eksicik salan alt-üşek.

Magmanın, madde salgısı olmadan yalnız sıcaklığı ile içine sokulduÄŸu kayaçları baÅŸkalaÅ

Işılcıklarla oluşan çekirdek bölünümü.

Işın duygun bir özdek yüzeyine düşen akımmıknatıssal dalgalar etkisiyle eksicik salan için

Isınmış metal parçaların soğuması sonucu beliren oylumsal küçülme olayı.

Aşırı ısıtılmış parçaların, yüzeyinde görülen ve haddeleme sırasında oluşan çatlak.

İçgerilimli parçaların çok hızlı ısıtılmaları sonucu, yüzeylerinde oluşan çatlama olay

Metallerin denge koşullarını ve evre ilişkilerini araştırmada ısıl eğrilerinden yararlanma.

Parlatılmış parçaları vakum ya da yansız atmosfer altında ısıtarak, yapısal ayrıntıları

İki nokta arasındaki sıcaklık değişiminin ilerlemesi.

Birim nicelikteki yakıtın yanması sonucunda açığa çıkan ısı erkesi.

Bir dizgenin parçaları arasında, ısı alışverişi tutarının sıfırlanma koşulu.

Bir kimyasal tepkileşimde alınan ya da verilen ısıl enkeyi de içeren kimyasal denklem.

Soğuma eğrilerinde, faz dönüşümleri sonucu görülen duraksama.

Isıtılmış alt-üşeği eksicik kaynağı durumunda, içinde toplayıcı üst-üşek ile eksicik

Bir nesnenin taşıdığı ısı halindeki erke.

Belli sıcaklıkta (T), özdecik başına düşen ortalama erke.

Isıl nötronlarla etkileşim için gerekli olan etkin kesit.

Isıl nötronlar tarafından oluşturulan fisyon.

Metallerin, ısınmaları sonucu doğrusal, alansal ya da oylumsal olarak büyümeleri olayı

Isı erkesinin bir ortam içinde bir özdecikten ötekine aktarımı.

Bir cismin iletimle ısı aktarım hızı.

Bir özdeğin birim kesitinden, birim zamanda ne ölçüde ısı geçebildiğini ölçen nicelik.

Erkesi, içinden geçtiği özdekle özdeşlenen yavaş ılıncıklar.