1. Bilançonun alacaklı yanı. 2. bk. varlık 3. bk. kaynak

Etkin, iÅŸler durumda, etkili.

Bir hisse senedinin en düşük fiyatı veren satıcıdan alınması.

Etkin bağışıklık.

Bir protein molekülünde ligandın, enzim molekülünde substratın bağlandığı yer.

Böbreklerde kanalcık hücrelerinin, bazı maddeleri çevrelerindeki kılcal damarlardan kanalcık

Taşınır değerler piyasasında alış ve satış emir türlerinden biri. krş. aktif alış, akti

Firmanın net kârının toplam varlıklara oranı olarak hesaplanan ve toplam varlıklar üzerinden

Atardamar kanının bir bölgeye fazla gelmesi.

Net kârın aktiflere bölünmesiyle hesaplanan birim aktif kârlılık oranı.

Hipoklorit, klordioksit, klor gazı vb. klor kökenli bakterisit kimyasal bileşikler.

Fermentleme gücünün büyük bir kısmı korunacak biçimde kurutulmuş, hububat veya dolgu maddes

Toplam giderlerin ortalama aktiflere bölünmesiyle hesaplanan ve maliyet yönetiminin etkinliğini

Bir enzim molekülünde substratın bağlandığı ve etkileşime girdiği yer.

Bir ekonomide belirli bir dönemde, iÅŸlem ve ihtiyat güdüleriyle elde tutulan toplam para miktarÄ

Bir yatırımcının elindeki hisse senedini en yüksek fiyatı veren alıcıya doğrudan satması.

Faiz ödemelerinin ihraç anında yapıldığı tahvil türü.

Konsantrasyon farkına karşı maddelerin metabolik enerji kullanılarak zardan taşınması. Bazı

Bir şirketin kendi geliştirdiği bilgi ve becerilerini büyümek için kullandığı bir pazarlama

Yangı bölgesinde lenfosit ve mononükleer hücrelerle birlikte nötrofillerin de bulunmasıyla bel

Banka bilançosundaki aktif ve pasif kalemler ile bilanço dışı kalemlerin düzeylerinin, bileşi

Aktive olmuş durum bir sistemdeki reaksiyonda reaksiyona giren iki molekülün çarpışması ile t

Aktive olmuş molekül yüksek enerjili fosfat bağı yüklenmiş ve böylece diğer bir molekülle

Amino asitlerin nükleotit monofosfatlarının aktivasyonu sırasında katalizör olarak iş gören

Hücre zarında, bir maddenin az yoğun ortamdan çok yoğun ortama, taşıyıcı aracılığıyla v

Yangı, enfeksiyon veya doku hasarına karşı globulin yapısında bir akut evre proteini, CRP. Kom

Bitki kaynaklı bir sterol fraksiyonun ultra-viyole ışını veya diğer yolla etkinleştirilmesiyl

Hayvan kaynaklı bir sterol fraksiyonun ultra-viyole ışını veya diğer yolla etkinleştirilmesiy

Hayvansal veya bitkisel sterolün mor ötesi ışını aracılığıyla veya başka yollarla D vitam

Hava, su, toprak gibi doğal ortam kaynaklı nükleer ışınımın oluşturduğu radyoaktiflik.

anat. Süt kanalları.

Meme alveollerinde üretilen sütü, süt boşluğuna taşıyan kanallar.

Normal çalışma durumunda kritik altı konuma getirilen reaktörün düşük düzeyli reaktifliği

Bağırsak epitel hücrelerinde ve böbrek epitel hücrelerinde glikoz ve amino asit taşınması gi

Bir mikrobik etkenin enfekte etme yeteneğini kaybetmesi veya ölmesi.

Işınımlanma yoluyla oluşan radyoaktiflik.

anat. Süt taşıyan, süt ileten.

anat. Süt sarnıcı.

1. Sulanmayla ilgili olan. 2. Sulanma gösteren, sulanmayla belirgin. 3. Sulanmaya neden olan, sulan

5 Nisan Kararları çerçevesinde bilanço esasına göre defter tutan yükümlülerin bilançoları

1. Çürüme veya kokuşmayla ilgili olan. 2. Çürüme veya kokuşmaya neden olan.

Gıdalarda kokuşmaya neden olan bakteriler.

Organik maddelerin, özellikle proteinlerin kokuşma yapan mikroorganizmalar tarafından parçalanar

Aerosol numunesi alarak, havadaki radyoaktif kirlenme düzeyini belirleyen ölçüm aygıtı.

Metalik altının jelatin içinde tanecikli çözeltisi biçiminde hazırlanmış, antineoplastik am

Vücutta, eşyada ya da bir maddede bulunan radyoaktif kirlenmenin giderilmesi veya azaltılması.

Radyoaktif kirlenmeye neden olan maddenin başlangıçtaki yoğunluğunun, arındırma sonrası yoğ

Nükleer yakıtın işlenmesi sırasında oluşan radyoaktif maddelerin denetimli bir biçimde, süz

Radyoaktif artıkların hazırlanması, işlenmesi, taşınması ve kesin olarak depolanması sıras

Nükleer yakıtın işlenmesinden sonra geriye kalan, kullanılmayan ve katılaştırıldıktan sonr

Bir nüklidin, kendiliğinden gama ışını yayınlayarak ya da yörüngesel bir elektron kaparak d

Canlıların ya da çevrenin radyoaktif maddelerle kirlenmesi. Radyoaktif kontaminasyon.

Dışarı verecekleri fazla enerjileri olduğu için kararsız olan atom çekirdeği. Radyonükleid,

Radyoaktif maddenin doğal yollarla organizmadan dışarı atılması.

Bir radyoaktif seride, serinin birbirini izleyen unsurlarının etkinliğinin sürekli olması.

Çekirdekleri sabit olmayan ve kararlı duruma gelinceye kadar bölünmeye devam ederek bölündükÃ

Sodyum fosfat biçiminde hazırlanan fosfor.

Sodyum iyodür biçiminde hazırlanmış iyot tuzu.

Biyolojik ve kimyasal süreçlerin izlenmesinde kullanılan radyonüklid.

Kararsız çekirdeÄŸe sahip, kararlı izotopları oluÅŸturmak için yüklü parçacıklar veya ışÄ

Doğal olarak az miktarda bulunan, biyokimyasal ve fizyolojik araştırmalarda kullanılan, zayıf b

İyonlaştırıcı ışınım kaynağı olarak kullanımı amaçlanan ışınım maddesi miktarı.

Radyoaktif maddenin, istenmeyen ortam ve malzemeyle oluÅŸturduÄŸu bulaÅŸma.

Bir maddeyi meydana getiren çekirdeklerin dışardan hiç bir etki olmaksızın kendiliğinden bozu

Bir maddeyi oluşturan çekirdeklerin dışarıdan hiçbir etki olmaksızın kendiliğinden bozulmas

Radyoaktif elementler, kozmik ışınlar, röntgen ve parçacık hızlandırıcı cihazlar tarafınd

Bir ya da daha fazla bileÅŸeni radyoaktif olan malzeme.

Zararlı radyoaktif malzemenin uygun bir koruma amacıyla depolandığı yer.

Radyoaktif çekirdeklerin parçalanarak aktivitelerini kaybetmeleri.

Belirli bir radyonüklid etkinliğinin, maddenin toplam etkinliğine oranı.

Bir nükleer patlama sonucu atmosfere yayılan radyoaktif artıkların, rüzgâr ya da yağmurla tek

Bir radyoelementin atom sayısının yarıya inmesi için gerekli olan zaman (T 1/2).

Bir nüklidin, içinde bulunduğu radyoaktif maddenin birim hacmi başına etkinliği.

Radyoaktif maddenin çeşitli yollarla insan ya da hayvan vücuduna girmesi sonucu oluşan zehirlenm

Bazı nüklidlerin kendiliğinden tanecik, gama ışınımı veya elektron kapmasıyla, X ışını

Kararsız bazı atom çekirdeklerinin ışınım yaparak bozunması. Bu bozunma sonunda alfa parçac

Hazırlanan reaktiflerin ve kimyasal çözeltilerin saklanmasında kullanılan, ışık geçirmeyen

Bir reaktörün, çoğalma katsayısı (k), ile belirlenen), kritiklikten sapma düzeyi (p). p=k-1/k

Bir reaktörün başlangıçtaki reaktiflik fazlalığı ile, bu fazlalığın değişmesi durumunda

Reaktör denetim unsurlarının düzenlenmesiyle elde edilen en yüksek reaktiflik düzeyi.

Reaktifliğin ısı, basınç gibi belirli bir parametreye bağımlı olarak gösterdiği farklılı

Bir nükleer reaktörün reaktifliğini, bir ya da birkaç bulucu yardımıyla belirlemeye yarayan e

anat. Süt sarnıcı.

Yapılarında malonaldehit bulunan, yağların acılaşması esnasında açığa çıkan ve tiyobarb

Aynı ya da farklı kromozomlardaki genleri kontrol eden represör ve transkripsiyon faktörlerini k

Kan damarlarının çapı üzerine bir etki gösteren.

Nükleer deneme, sızıntı ışınım, televizyon, ışın kadranlı saat, tütün, vb. yapay ortam