Birinin sahip olduğu düşüncenin yanlış olduğunu göstermek.

Bir metni veya sözü herhangi bir yere bakmadan bellekte kalan biçimiyle söylemek.

Anlamadan ezbere konuşan tip.

(Kar.) Karagöz oyununda, anlamadan ezbere konuşan biri.

Öğrencinin dersini anlayarak değil de, sözcükleri, cümleleri olduğu gibi yineleyerek hazırla

Daha önceden belleğine aldığı için herhangi bir yere bakmadan söylemek.

Bir yere bakmadan bellekte kalan biçimiyle yapmak.

Okunan bir şeyi olduğu gibi, bozmadan anlatmak.

1) bir yerin her yanını iyice bilmek. Örn: Buraların altını ezbere bilirim, ezbere. -S. F. Ab

Bilmeden, aslını arayıp sormadan konuşmak.

1) ezberden yapmak 2) model veya doğa karşısında durmayarak fikirden tasavvur ve tahayyül suret

Aklında tutmuş olmak. Örn: En az yirmi şiiri ezberimdeydi. -N. Cumalı.

Herhangi bir öğrenme konusunu ya da algısal gereçleri daha sonra anımsanacak durumda yineleyere

Bir konuyu, ya tümüyle ya da bölümlere ayırdıktan sonra belli bir süre içinde yineleyerek ez

Yanlışsız okuyabilecek kadar ezberlemek.