(Resim) (İtal. : sgraffiare = kazıma) Alçı üzerine yapılan kazıma resim. a. bk. kazıma resim

Sinema Bir canlıresimde ana durumları gösteren resimler.

Sinema Ana resimler arasında yer alan ve ana durumlar arasında köprü işi gören resimler. Ara r

Sinema Ara resimleri çizen kimse.

Sinema Atlamalı basımda, atlanmış yani basıma aktarılmamış resim yinelenmiş resmin karşıt

Kalpte kulakçıkların aşırı derecede çalışması. Her iki durum da aşırı kulakçık çalı

Bir özdeciği oluşturan her kimyasal bağın, iki atomunun türüne göre değişen belirli titre�

(Resim) Düz, derin ve yüksekbaskı ile ilgili taşbaskı, oymabaskı, ağaçbaskı gibi teknikleri

TV. Birden çok kaynaktan gelen resim imlerinden oluşan tam resim imi.

TV. Resim imi ile eşleme imlerini taşıyan resim dalgası.

1. Ayrı ayrı düşünce ve duyum öğelerinin birleşip bir bütün oluşturması. 2. Türlü bulg

Bir birleşiği öğelerinden ya da daha yalın yapıdaki birleşiklerden elde etmeye yarayan tepkil

İstenen bir kimyasal özdeğe, daha olağan ayıraçlardan başlayarak birkaç kimyasal adım sonun

Verilerin bir bütünlük ortaya çıkaracak biçimde birleşmesi.

1. Bir çokluğu birlik içinde toplama, birleştirme: a. Çeşitli öğeleri bir araya getirme, bir

Tüm sanatların bir uyum içinde kaynaştırıldığı ve bundan bireşimsel bir bütün ortaya ç�

Sinema/TV. Genellikle uzun çekimlerden ya da bir görünçlük, hatta ayrım boyunca süren tek çe

Birkaç sözcüğün bir araya gelmesinden oluşan bir tek sözcükle bir nesne ya da bir oluşumun

Bir değişkenli çokterimliyi x-a gibi bir çokterimliye bölmekte kullanılan ve değişkenin gere

Olayların, birbirinden zorunlu sonuçlar çıkartılarak, baştan sona sırayla işlendiği yapısa

Bireşimsel boya ve verniklerde kullanılan eritici-inceltici sıvı.

Tümevarımlı kanıtlanım yöntemi.

Petrol ya da maden kömürünün damıtılmasından elde edilen su görünüşünde sıvı. Terebent

Bireşimsel yöntemleri kullanan uzambilgisi dalı.

(Kant'ta) Yüklem kavramının konu kavramının dışında bulunduğu yargı. // Buna genişletici

Öğretimde bir konunun yalınç öğelerini ya da ayrı ayrı olayları bir araya toplayarak onlard

Belli önermelerden kalkıp bunların zorunlu sonucu olarak başka önermelere varma yöntemi. //Bu

(Resim) Boya ile yapılmış resim. Bir sanatçının doğa ya da toplumsal olaylar karşısında, h

Esnek bükülgenlikten ileri gelen enine titreşim.

Sinema/TV. Boyu 24x36 mm olan saydam resim.

(Resim) Bir camın bakılacak yüzüne değil, arka yüzüne tutkal boya ya da yağlıboya gibi kapa

(Resim) Renkli camların kesilip, birbirlerine kurşun çubuklarla bağlanması ile yapılan pencere

Sinema Bir devinimi parçalarına ayırıp bunların tek tek yapılan resimlerinin yine alıcıyla t

Sinema Canlıresim alıcısını kullanan kimse.

Sinema Canlıresim çeviriminde kullanılan özel yapıda alıcı.

Sinema 35 mm'lik filmdeki bir resmin, olağan dört deliklik yer yerine sekiz deliklik yer kaplamas�

Sinema Çift resimli canlandırmayı sağlayan ve canlandırma sinemasında her resmin iki kez çevr

Sinema Çift resim ilkesine dayanılarak gerçekleştirilen canlandırma. (Her resim iki kez kullan�

(Resim) Çabuk bir kaç fırça vuruşu ile yapılmış resim. a. bk. taslak.

Sinema Tek bir kuşak üzerindeki bir çerçeve içine sığdırılmış birden çok resmin tek gör

Başka dillerde birkaç sözcükle anlatılan nesne, aygıt ya da olayların bir bölümünü bir te

Okuma öğretiminde önce her bir sözcüğün bilinen bölümlere ayrılması ve sonradan bütün o

(Resim) 1. Dönen bir çarka takılmış değişik biçimli tahta ya da maden parçalarının gölge

Özdecikte, bağ titreşimlerinin çeşitli bileşkelerini alarak bulunan birbirine karışmaz titre

Sinema Film üzerinde, filmin enliliğine doğru değil, uzunluğuna doğru yer alan görüntü. Ola

Sinema Canlandırmada kullanılan, genellikle Karagöz biçimleri gibi kol, bacak, baş eklemleri bu

Çınlanım çevriminin yapısına bağlı doğal bir titreşim sıklığı olan dalgalı akım.

Bir cismin bir dış kuvvet olmaksızın, iç denge kuvvetleri etkisinde, doğal sıklığı ile yap

Sahnede, geriden ışık verilerek gergi üzerinde sağlanan insanın ya da nesnenin gölgesiyle ort

(Resim) (Yun. Skiagraphie= gölgeli boyaresim) Gölge ile oylum etkisinin verildiği resim.

Irakgörürlerin göz merceğine ya da fotoğraf plağı üzerine düşen yıldız resmi.

(Resim) Fransa'da duvarlara asılmak üzere yapılan ve doğa betimini konu olarak alan resimli doku

Sağ ve sol göze sırayla ve çok hızlı uyaran vererek ortaya çıkan titreşim.

Sinema İkiz resim işlemindeki çift resimden her biri.

Sinema Her resmin birbirinin aynı fakat ayrı renkte ve hafifçe kaydırılmış iki resim olarak s

(Resim) Bir nesneye bakılmadan usdan yapılan resim.

(Resim) Bir yüzeye ayrı katlar halinde değişik renkli boyalar sürüldükten sonra, üstteki kat

(Resim) Bir nesnenin kâğıt üzerine düşürülen gölgesini çevre çizgisiyle sınırladıktan

Bir kimyasal bileşiği, daha ilkel ayıraçlardan, bir dizi tepkimeler, işlemler sonucu elde etme.

Yalnız külrengiyle yapılmış resim.

(Resim) Tutkal sürülmüş beze ince kum serpilerek hazırlanan zemin üzerine yağlıboya ya da ka

Doğu Asya'da kara mürekkeple kağıt ya da ipek bez üzerine yapılan bir çeşit suluboya resim b

Mağaraların tavanlarına, duvarlarına yapılan, konu olarak insanı, hayvanı, avı ve savaşı a

(Resim) Eskitaş çağı insanlarının mağara tavanlarına, duvarlarına yaptıkları hayvan resim

Genellikle 1:10 ölçeğinde çizilen ve işin önden, yandan, üstten görünüşünü veren teknik

Titreşim genliklerinin bir dizgenin türlü kesimleri üzerinde belirtken dağılımı.

İki ucundan tutturulmuş bir ipin enine uyarımı ile oluşan duran dalgalar gibi, koşulların bel

TV. Saydam resmin renkli çeşidi.

Öğrencilere gözlem, izlenim ve imgelemleri ile duygu ve tasarımlarını resimle anlatabilme bilg

Öğrencilere gözlem, izlenim ve imgelemleri ile duygu ve tasarımlarını resimle anlatabilme bilg

Sinema 1. Film üzerinde çerçeve içinde yer alan fotoğraflardan her biri. 2. Bir canlıresim iç

(Resim) Boya ya da çizim yoluyla kurulmuş yapıt. a. bk. boyaresim, çizim.

Sinema Göstericideki pencere ile okuma kafası arasındaki uzaklıktan dolayı, bileşik bir eşlem

Sinema Resim - ses aralığını gözeterek yapılan kurgu basım eşlemesine hazırlık olan kurgu.

1) bir şeyin resmini yapmak 2) resim çekmek 3) vergi ödetmek.

(Resim) Bir resmi çevreleyen düz karton ya da mukavva altlık.

TV. Almaçta resim ve ses imleri ayrıldıktan sonra, resim ara yinelenimini güçlendiren yükselte

TV. Ara yineleniminin resim imiyle ilgili olanı.

TV. Tarayıcı demetin yukarıdan aşağıya kadar resmin bütün satırlarını taradıktan sonra,

Resim kasnağına gerilen, üzerine üstübeç, tutkal ve beziryağı karışımı astar boya çekil

Sinema Göstericinin, görüntüleri yansıtmaya yarayan bölümü. Ses bölümünün karşıtı.

Sinema Film üzerindeki resmin, çerçeveyle sınırlanan boyu.

Merceklerin verdiği resimlerin aslına göre bir parça bozuk olması.

TV. Resim imleri için bulma işini gerçekleştiren bulucu.

Fotoğraf makinesiyle bir şeyin biçimini kâğıda geçirmek.

TV. Amerikalı P.T. Farnsworth'un 1934'te Nipkow çarkını temel alarak geliştirdiği ve mekanik t

TV. Resim taşıyıcı dalganın değiştirim zarfının genliğiyle ortaya çıkan ve alıcının �

TV. Resim taşıyıcı dalganın değiştiriminde kullanılan ve tüm ölçünlerde genlik değişti

Sinema Bir film gösterilirken, kuşaktaki herhangi bir resmi alıcı penceresi önünde istenildiğ

TV. Resim eşlemesi bozukluğunda resmin aşağıya ya da yukarıya doğru dönmesini önlemek amac�

TV. Resim eşleme ayarını sağlayan düğme.

TV. Resim eşlemesini sağlayan eşleme imi.

TV. 1. Bir saniyedeki resim sayısının alıcı ile almaçta aynı olması, aynı anda oluşması d

TV. Uç değiştirme yoluyla, gerçekte pozitif olan bir görüntüyü negatife, gerçekte negatif o

TV. Alıcı ışıtacında elektron demetinin ışıkeksiucundaki görüntüyü tarayarak buna uygun

(Resim) Resim bezinin üzerine gerildiği tahta çerçeve.

TV. Bir yayında herhangi bir nedenden ötürü resim alınamaması.

(Resim) (Yun. pi-nax = tablo thêkê = depo) Resimlerin saklanıp sergilendiği yer.

TV. Bir televizyon dizgesinin çözümleyebileceği en ufak bilgi özdeği.

TV. Resim seçmeye hazırlık olarak ana denetim görevlisinin ana denetim masasında gerçekleştir