İstemediği hâlde birinin işine yarayacak biçimde davranmak. Örn: Bu name, cumhuriyetçilerin

Geçim kaynağını tehlikeye düşürmek.

Bir kadın için babasının veya çocuğunun evinde barınıp onların eline bakmak çok kötü bir

Dış çevrimi bir dalga kılavuzuna ya da bir çınlaca bağlayan gereç.

Görüştüğün kimseyi ağırlayacak, onun istediklerini yapacak durumda olmayabilirsin ama tatlı

Bir yapıtın yaratılması için harcanan çaba.

Verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş uzmanına yaptırılmalıdır.

Verimin bol olması, kullanılan malzemenin bol olmasına bağlıdır.

Geçimini sağlayan işinden zorunlu olarak ayrılmak. Örn: Bu anormal gidiş bir yerden patlak ve

Birinin geçimini sağlayan işi elinden almaya çalışmak.

Çalıştığı işten geçimini karşılayacak kadar kazanç sağlamak. Örn: Şu dünyada her bir

Verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş uzmanına yaptırılmalıdır.

Geçimini sağlamak. Örn: İçi huzurlu, akşama dek çalışmış, ekmeğini kazanmış. -M. İzg

1) geçimini sağlamakta çok becerikli olmak 2) en zor koşullarda bile kazancını sağlamak. Örn

1) birisinin işinde çalışarak kendi geçimini sağlamak. Örn: Bedavadan ekmeğini yediği gaze

İnsanların kazançlarına, rızıklarına engel olanlara bir gün aynı şeyler yapılır.

Bir mal ya da hizmetin üretiminde makine dışında el ve kolla harcanan emek. krş. el işi

Yapımı uzun zaman alan ve çok emek isteyen iş, el işi göz nuru.

Bir şeyin ortaya çıkması için çalışmış olmak. Örn: Anneniz, bu kurumun oluşmasında eme

Marksist yaklaşıma göre emeğin, insan gereksinimlerini karşılamaya hazır duruma getirmek içi

Üretim sürecinde kullanılan emekte bir birimlik değişmenin toplam maliyette yol açtığı değ

Diğer faktörler sabitken, emeğin bir birim artırılması durumunda toplam üretimde meydana gele

Diğer üretim faktörleri sabitken, emek miktarındaki bir birimlik değişmenin toplam üretimde y

Diğer üretim faktörleri sabitken, değişen emek değerlerine bağlı olarak birim emek başına

İktisadi bütünleşme içinde yer alan ülke yurttaşlarının üye ülkelerde herhangi bir ayrım

Diğer üretim faktörleri sabitken, değişik emek miktarları için elde edilen toplam üretim mik

Marksist yaklaşımda, emeÄŸin üretim araçlarının mülkiyetine sahip olamaması sonucu işçi sÄ

Marksist yaklaşımda, kapitalistlerin sürekli olarak artık değeri artırmak amacıyla emekçiler

Bir kimseden iyilik gören kiÅŸi mertse bunun altında kalmaz, kendisi de ona iyilik yapmaya çalıÅ

Kadın, kocasının kazancını rahatça yer.

Azimli kimse geçim yolunu bulmak için en güç işlerle bile uğraşmaktan yılmaz.

Sinema Bir kimsenin, bir nesnenin ya da bir konunun, görünüş ya da işleniş yönünden filme ya

Sinema Filmegider olma durumu.

Kişi, inançları ayrı da olsa, hoşlanmasa da geçimini sağlayan kimseye hizmet eder.

Böbrekte, proksimal ve distal dalgalı kanalların arasında bulunan ve daha ince, tek tabakalı ya

(F.G.İ. Henle: Alman Fizyoloji bilgini) Böbreğin Malpighi cisimciğinden ayrılan kanalının pir

Bir iş için yapılacak hazırlık, gereksinim ölçüsünde olmalıdır.

Bir mal ya da hizmetin üretiminde fiziksel güç dışında fikri olarak harcanan emek. krş. beşe

Üretim sürecine fiziksel gücüyle katılan kölenin emek gücü.

Komşunuz size bir ikramda bulunur, bir şey armağan ederse siz de ona ikramda bulunmalı, armağan

Tkz. kadınla erkek gizlice aşk ilişkisi kurmak.

1. Ölü sahipleri, akrabalar ya da komşular tarafından ölenin canı için cenaze törenine katı

1) zaten zayıf, hastalıklı kişi sağlığının bozulmasını önemsiz etkenlere bağlar 2) davr

Brezilya’da Trypanosoma cruzi’nin vektörü, etkenin yerel adı barbeiro, geçmişteki adı ise Tr

Sinema/TV. 1. (Genel kullanışta) Hoşa giden, güzel ve çekici bir görüntü veren kimse. 2. (Ge

Sinema/TV. Resmegider olma durumu.

Su mercimeğigiller (Lemnaceae) familyasından göller ve yavaş akan su kenarlarında yetişen merc

İşini yapması gerektiği biçimde yapan kişi, çalışmasının verimlerinden yararlanır.

Yoksul kişi, hep yakında bolluğa, rahata kavuşma umudu içinde yaşar.

Seni korumalarını istediğin kimselerle aynı nitelikleri taşımıyorsan onların yanında barın