Para kazanmak için birini kullanmak. Örn: Benim bu marifetimi bilmeyenlerle bahse girip sırtımd

Bir kimse veya bir topluluk tarafından beğenilmek. Örn: İhtimal ki senin alın yazında şunlar

Bir konu aydınlanmak, anlaşılır duruma gelmek.

Babadan kalan mal kalıcı değildir, çabuk biter kişinin gerçek malı, kendi çalışmasıyla el

1) bazı mikroplara karşı aşı veya doğal yolla dirençli duruma gelmek 2) mec. korunaklı olmak

İleri sürülen, savunulan görüşün doğru olduğu belli olmak.

Başarmak. Örn: Arandığı, fikri sorulduğu, başarı kazandığı da oluyordu. -R. H. Karay.

Geçimini sağlamak. Örn: İçi huzurlu, akşama dek çalışmış, ekmeğini kazanmış. -M. İzg

Emeğin karşılığını alabilecek duruma gelmek. Örn: Senin kadar kimse kendi vatanına sahip o

Geçimini sağlamak. Örn: Hayatımı kazandığımda senin elini sıcak sudan soğuk suya sokturma

İnce bir davranış veya güzel bir sözle birinin sevgisini kazanmak, ilgisini çekmek. Örn: Hel

Bir kişinin öz yapısı, kişiliği belirginleşmek.

Ün sahibi olarak tanınmak. Örn: Karaman alayı, bizim harp tarihimizde büyük nam kazanmış bi

Halk tarafından sevilmek, tutulmak. Örn: Bir halk çocuğu olarak popülarite kazanmış, önce e

1) spor karşılaşmalarında başarılı bir oyun çıkararak kendine sayı sağlamak 2) genellikle

İstenilmek, beğenilmek, istekle karşılanmak. Örn: ... haftanın bir gecesinde yalnız kadınla

Birinin sevgisini, ilgisini ve yakınlığını kazanmak.

Hayırlı bir davranışta bulunmak. Örn: Gülsüm'ün sevinci sade sevap kazanmak ümidinden doğ

Ün sahibi olmak, üne kavuşmak, ünlenmek. Örn: Fakat Nedim'den hoşlanan kızlarla kadınların

Belli bir tada kavuşmak, olgunlaşmak, tatlanmak.

Ünü herkesçe bilinmek ve her yerden duyulmak. Örn: Dünyaca ün almış Mark Twain Derneğinin

1) bir şeye ayrılan süreyi azaltmak 2) karşı tarafı oyalayarak kendi hazırlanma süresini uza