Çok kirli olmak. Örn: Elleri, tırnakları, yüzü günlerdir su sabun görmemişti sanki. -A. Ku

Geviş getiren hayvan rasyonlarına yağ katılacağı zaman tercih edilen, yağ asitlerinin kalsiyu

Özü bozuk olan şey, düzeltme çabalarıyla iyi duruma getirilemez.

Temizleme çözeltilerindeki yüzey gerilimini ayarlamak için kullanılan ve köpük sağlayan özd

Karbon sayısı 6’dan fazla olan yağ asitlerinin metallerle yaptığı tuzlar.

Aslında sabun bir antiseptik, yani mikrop öldürücü değildir. Normal bir deri üzerinde, ölü

TV. Kalıp olaylar, kalıp kişiler, kalıp durumlarla gelişen, mutlu sonla biten, birçok melodram

Karanfilligiller (Caryophyllaceae) familyasından, 70 cm kadar boylanabilen, beyaz ya da pembe çiç

Bulaşık deterjanları ve lavabo sabunlarının kedi ve köpekler tarafından tüketilmesi sonucu,

Gösterişli olmakla birlikte en hafif bir etki ile yok olmak.

Türk cambazının becerilerinden biri : Ayaklara sabun bağlayıp ip üstünde yürüme.

Yağların kuvvetli alkaliyle reaksiyona girip reaksiyon tamamlandıktan sonra ortamdan özüte edil

Lipidin özellikle gliseritlerin bazik ortamdaki hidrolizi sonucu sabun oluşması. Saponifikasyon.

Triaçilgliserollerin potasyum hidroksit veya sodyum hidroksit gibi alkali maddelerle hidrolize edil

Bir molekül potasyum hidroksitle sabunlaşan yağın gram cinsinden miktarı.

Bir gram yağın sabunlaşması sırasında açığa çıkan serbest yağ asitlerini nötralize etme

1) sakıncalı konularla ilgilenmemek. Örn: İyisi mi bir yazar, hep suya sabuna dokunmayan yazıl