Bir kızın karakterini öğrenmek isteyenler, anasının durumunu göz önüne alırlarsa aldanmamÄ

Görünen Ay tekerini sınırlayan dairesel çizgi.

Gerektiği zaman kullanmak üzere hazırda tutmak.

Özellikle kağıt para devrinden önce, alışverişte kullanılan paralar altın ve gümüş içer

Elde, amaca ulaşılacak bol araç varken emek harcayarak başka yollar aramak.

Çerçevenin sahneye bakan yanında, kenarlarda bulunan ışıldakların asıldığı direk.

Çerçevenin sahneye bakan her iki kenarında bulunan direklere ya da tutamaklara yukardan aşağıy

Sinema 1. Filmin her iki yanında da ses yolu bulunması ve bunların kullanılmış olması durumu.

Bağırsak epitelinde silindirik hücrelerin üst yüzeyinde emme yüzeyini genişletmek maksadıyla

İçinde çeÅŸitli olayların geçmesi doÄŸal olan bir ortamda zaman zaman sert çatışmaların, fÄ

Dönüşlerde araç ağırlığının lastiğin dış kenarına binmesi ve kayma sonucu bu kenarda o

Birbirine dik, eşit olmayan üç eksenli kristal dizge (a,b,c).

(Yun. rhombos: eşkenar ganos: parlaklık eidos: şekil, biçim) Balıklar (Pisces) sınıfının, t

(Rhomboganoidea), (Yun. rhombos = eşkenar, Yun. ganos = parlaklık, Yun. eidos = biçim): Omurgalı

Böbrek epitel hücrelerinin üst yüzeyinde emme yüzeyini genişletmek maksadıyla oluşan, içind

anat. Elmacık kemiğinin facies orbitalis’i ile facies facialis'ini birbirinden ayıran kenar, mar

Görünen Güneş tekerinin çevresi.

Zaten var olan ve herkesin işine yarayan bir şeyin yanına aynı işi görmek üzere benzerini yap

Sinema Film kuşağının iki yanı.

hlk. Sığır budunun açlık çukurluğuna en yakın bölgesindeki kaslardan elde edilen pastırmal

Anadenizden adadizileri ya da sığ eşliklerle ayrılan, fiziksel ve kimyasal özellikleri bakımı

Sinema Ä°ÅŸlemede açındırmacın, filmin çok ışıklı bölümlerinde azalması sonucu, bu bölÃ

Derinlik kayaçlarında kenar bölgelerinin, orta bölgelerine göre gösterdiği oluşum değişikl

Egemen firmaların bulunduğu bir piyasada fiyat alıcı durumunda olan küçük firmalar.

Bir şeyden uzaklaşmış olmak. Örn: Kenar gezme dolan yâr gel içeri / Bize mihman olan yâr ge

anat. Mide fundusunda asit boyaları alan, müköz boyun hücreleriyle kök hücrelere dıştan bağ

1. Kadılıklara bağlı olup naiplerce yürütülen mahkeme. 2. İstanbul'da küçük davalara baka

Sinema Birçok boş film çeşidinde, filmin bir yanında, delikler ile kenar arasında birer ayak a

Sinema Bir doldurmalığa ışık sızması, film kutusunun iyi kapanmaması ya da filmin gevşek sa

Bir kentin kenar semtlerinde gösteri düzenleyen yerleşik ya da gezici tiyatro topluluğu.

Bir kentin kenar semtlerinde oynayan yerleÅŸik ya da gezici tiyatro topluluÄŸu.

Buzulun girintili çıkıntılı bir yüzey üzerinde devinip gerilmesiyle ortaya çıkan genişçe,

Bir şeyin üstünde durmamak, önemsememek.

Kendine yakışan yeri tutamayarak önemsiz bir duruma düşmek.

Kitaplıkta belirli bir bilgiyi verebilmek amacıyla deliklerine çentik açılmış kart. a. bk. ke

Kenarında bulunan deliklere açılacak çentiklerle, bilgi kaydetme olanağını sağlayan kart. a.

Kibar çevrede yetişmemiş olanlar ne kadar özenseler de kibarlığın bütün inceliklerini göst

Tomruktan biçilen tahtanın düzgün olmayan kenarlarını düzeltmede kullanılan özel daire test

İkincil hücre duvarının, geçit çukurluğu üzerinde kemer oluşturmasıyla meydana gelen geçi

Tomruğun genellikle özünden uzak yerlerinden çıkarılan ve kenarları olduğu gibi bırakılan

(Süsleme) Kenar süslemesi.

Resmî dairelerde dilekçe ve benzeri kâğıtlara yetkililerce yazılıp istenen iÅŸe iliÅŸkin düÅ

Bir kristalin üstündeki iki yüzeyin kesişmesiyle oluşan kenarlar.

1. Bir kitap sayfasının, yazılı bölümler çevresinde boş kalan bölümü. 2. Bu boşluğa yaz

TV. Ses taşıyıcı dalga ile oluk kenarı arasındaki fark.

Sinema Filmin yalnız bir kenarına ses saptama durumu.

Üç yanı seyirciye açık olan ya da seyircinin üç yandan da seyretme olanağını bulduğu sahn

Büyük bir tehlikeden son anda kurtulmak.

Bir topluluÄŸa yeni katılan kimseyi çevresi hemen aralarına almaz, o yüzden bir süre yabancılÄ