-
SISLI » ADAM& EVE KLINIK
ABIDE-I HURRIYET CAD. NO:141 UCLER APT. KAT:5 DAIRE 9 SISLI-ISTANBUL
-
CANKAYA » KUAFOR ADAM&EVE
KIZILIRMAK MAH. 1450 SOKAK. ANKARA TICARET MERKEZI A BLOK 3/B CUKURAMBAR
ABIDE-I HURRIYET CAD. NO:141 UCLER APT. KAT:5 DAIRE 9 SISLI-ISTANBUL
KIZILIRMAK MAH. 1450 SOKAK. ANKARA TICARET MERKEZI A BLOK 3/B CUKURAMBAR
TEDxİstanbul Konuşması: Emin Çapa, "Türk Hamamlarında Suyun Kaldırma Kuvveti Neden Yok?" başlıklı konuşmasında tarihin önde gelen bilim adamlarıyla çıktığı yolculuğa Türk eğitim sistemine yönelttiği eleştirilerle devam ediyor.
Yapılan çalışmalarda, ülkemizde başarılı olmuş işadamlarının hayat hikayelerinin incelenmesi de bize önemli ip uçları vermektedir. Bu işadamlarının bir kısmı hayat hikayelerini kitaplaştırmışlardır.
Öncülüğünü Abdullah Cevdet, Celal Nuri, Süleyman Nazif, Ahmet Muhtar Paşa gibi düşünür ve devlet adamlarının yaptığı batıcılık düşüncesi batının teknolojik üstünlüğü ve onu yakalamak için yapılması gerekenler üzerinde oda
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk eğitimde yapılacak projelerin test aşamasında olduğunu söyledikten sonra "Ancak beceremeyebiliriz de. O zaman da adam çeker gider" dedi
Kanadalı at adam, masanın önünde sandalyede oturuyor ve muzunu yiyor.
Bebeğin annesi doğum sırasında ölünce ailesi tarafından kalbi bağışlanmış. Siyah tişörtlü adama dikkat. Kalbi alan kişi o. Ölen annenin kalbini taşıyan adama bebeğin tepkisi inanılmaz.
Başlangıçta devletin kuruluşunda itici bir güç olarak kullanılmış olan din faktörü yorum farklılığı nedeniyle daha sonraları yıkılışta önemli bir etkiye sahip olmuştur. Özellikle ULEMA adıyla ortaya çıkan din adamları sınıfı
Basit bir kaç boru ve pet şişe ile balık tuzağı hazırlayıp, kendini yormadan balık yakalamak.
Nasreddin Hoca’nın bir konuğu gece yatısına kalmış. Adam zayıf inançlı biriymiş. Ben görmediğime inanmam, Ahirete gidip gelen var mı? Görülmeyen şey bilinir mi? gibi şeyler dermiş.
Bir varmış, bir yokmuş. Vaktin birliğinde bir adam, yohsul bir adam varmış. Gün olmuş evlenmek istemiş. Güzel bir gız almış. Evini geçindirecek parası yohmuş. Gurbete çıhmış.
Konya çarşısındaki helvacı dükkânlarının vitrinlerine iştahla bakan gariban adamın biri, bir dükkân sahibinden biraz helva sadaka olarak vermesini istemiş.
Kasabada tefeci bir adam varmış. Başı sıkışan birine para verirse getirdiği güne göre faizini hesaplayıp alırmış. Günün birinde bir komşusu bu tefeciden büyük kazanını emanet istemiş.
Biri , Hocaya evinin darlığından, evindeki sıkıntıdan bahsederek çare söylemesini ister. Hoca adamı sükûnetle dinler
Kasabalılar, Nasreddin Hoca’ya Kadı’dan yakınmışlar : "Kadı efendi çok menfaatçi bir adam. Aynı suça bazen beraat, bazen de çok ağır ceza veriyor. Hak hukuk tanımıyor, nereden menfaati varsa o taraftan oluyor.
Nasreddin Hoca’nın, ailece oruç tutmayan bir komşusu varmış. Ama adam hep sahur yemeği hazırlattırır, çocuklarını da sahura kaldırır, hep beraber yerlermiş.
Kadılık yaptığı sırada Nasreddin Hoca’ya bir adam gelip başından geçen bir olayı anlatmış.
Nasreddin Hoca’nın köyünden bir adam, eşeğiyle bahçesine doğru giderken çalılıkların önünde durmuş. Eşeğini de bir ağaca bağlamış. Abasını çıkarıp eşeğin semerinin üzerine koymuş.
Köylünün birisi, diğer bir köylüden "10 kile buğday alacağı olduğunu"iddia ediyormuş. Aslında böyle bir alacağı yokmuş ama adam bir yalancı şahit bulup, mahkemeyi aldatıp, on kile buğdayı almayı planlıyormuş.