Karın bölgesinin radyografisi.

Görüntüleme yöntemleri rehberliğinde müdahale yapılması.

anat. Ön kol kemiğiyle el bilek kemikleri arasındaki eklem.

anat. Ön kol kemiğiyle dirsek kemiği arasındaki alt eklem.

anat. Ön kol kemiğiyle dirsek kemiği arasında üst eklem.

Elektromanyetik dalgalarla yapılan bir yayını alarak yeniden sese çeviren, elektrik erkesiyle ç

Hava, su, toprak gibi doğal ortam kaynaklı nükleer ışınımın oluşturduğu radyoaktiflik.

Işınımlanma yoluyla oluşan radyoaktiflik.

(Yun. auto: kendi graphein: yazmak) Otoradyografi tekniği kullanılarak elde edilen radyoaktif işa

(Yun. autos: kendi radius: ışın graphein: yazmak) Organların, hücre kısımlarının, büyük m

Radyasyonun fotoğrafik emülsiyonlar üzerindeki etkisiyle dokularda radyoaktif maddelerin yerinin

Herhangi bir boşluğa hava verilmesinden sonra görüntü alınması.

TV. Elektriksel imleri, telsiz olarak yaymak amacıyla elektromıknatıs ışınımdan yararlanma.

TV. Radyo yayınlarına (ses ve resim) ayrılan, yinelenimi 150 kHz'den 960 MHz'ye, dalga uzunluklar

Güçlü manyetik alanlar nedeniyle çok fazla radyo ışınımı yapan galaksiler. Optik bölgede g

Irakgörür görevini yapan radyo ırakgörürleri yardımıyla yıldızlar ve yıldız dizgelerinde

1. Okul içi ya da okul dışı eğitimi tamamlamak, zenginleştirmek gibi düşüncelerle radyo yay

Bir yapıtın im, ses ya da resim taşıyan Herzt dalgaları ile radyo ve benzeri araçlar aracılı

Radyo ile yayım için yapıt iyesine tanınan hak.

TV. Elektromıknatıslı dalgaların uzayda yayılmasıyla sağlanan iletişim.

Evrenden gelen radyo ışınlarını alan ve ölçen, anten özelliğinde araç. (bk. Resim R. 8)

Genellikle X = 1 cm. ile 20 m. dalgaboyu aralığındaki elektromagnetik dalgalar.

Dalgaboyu 1 cm' den büyük elektromanyetik dalgalar

Sinema/TV. İçi boşaltılmış ya da özel bir gazla doldurulmuş camdan bir kap içinde, ısıtı

Radyoda oynanmak üzere yazılmış, kulağa yöneldiği için konuşmalarla eylemin ilerlediği, ö

Radyoda oynamak üzere yazılan, göze değil kulağa yönelen oyun. Bu oyunları yazmak özel bir t

Gökcisimlerinin yaydığı radyo ışınımını gözlemek amacıyla geliştirilen teleskop.

Gökcisimlerine radyo dalgaları gönderip onların yankılarını alma.

TV. Radyo izlencelerini veren yayaç.

TV. 10 kHz'den 100.000 MHz'ye kadar uzanan ve elektromıknatıs dalgalarla radyo iletişimini sağla

Aerosol numunesi alarak, havadaki radyoaktif kirlenme düzeyini belirleyen ölçüm aygıtı.

Metalik altının jelatin içinde tanecikli çözeltisi biçiminde hazırlanmış, antineoplastik am

Vücutta, eşyada ya da bir maddede bulunan radyoaktif kirlenmenin giderilmesi veya azaltılması.

Radyoaktif kirlenmeye neden olan maddenin başlangıçtaki yoğunluğunun, arındırma sonrası yoğ

Nükleer yakıtın işlenmesi sırasında oluşan radyoaktif maddelerin denetimli bir biçimde, süz

Radyoaktif artıkların hazırlanması, işlenmesi, taşınması ve kesin olarak depolanması sıras

Nükleer yakıtın işlenmesinden sonra geriye kalan, kullanılmayan ve katılaştırıldıktan sonr

Bir nüklidin, kendiliğinden gama ışını yayınlayarak ya da yörüngesel bir elektron kaparak d

Canlıların ya da çevrenin radyoaktif maddelerle kirlenmesi. Radyoaktif kontaminasyon.

Dışarı verecekleri fazla enerjileri olduğu için kararsız olan atom çekirdeği. Radyonükleid,

Radyoaktif maddenin doğal yollarla organizmadan dışarı atılması.

Bir radyoaktif seride, serinin birbirini izleyen unsurlarının etkinliğinin sürekli olması.

Çekirdekleri sabit olmayan ve kararlı duruma gelinceye kadar bölünmeye devam ederek bölündükÃ

Sodyum fosfat biçiminde hazırlanan fosfor.

Sodyum iyodür biçiminde hazırlanmış iyot tuzu.

Biyolojik ve kimyasal süreçlerin izlenmesinde kullanılan radyonüklid.

Kararsız çekirdeÄŸe sahip, kararlı izotopları oluÅŸturmak için yüklü parçacıklar veya ışÄ

Doğal olarak az miktarda bulunan, biyokimyasal ve fizyolojik araştırmalarda kullanılan, zayıf b

İyonlaştırıcı ışınım kaynağı olarak kullanımı amaçlanan ışınım maddesi miktarı.

Radyoaktif maddenin, istenmeyen ortam ve malzemeyle oluÅŸturduÄŸu bulaÅŸma.

Bir maddeyi meydana getiren çekirdeklerin dışardan hiç bir etki olmaksızın kendiliğinden bozu

Bir maddeyi oluşturan çekirdeklerin dışarıdan hiçbir etki olmaksızın kendiliğinden bozulmas

Radyoaktif elementler, kozmik ışınlar, röntgen ve parçacık hızlandırıcı cihazlar tarafınd

Bir ya da daha fazla bileÅŸeni radyoaktif olan malzeme.

Zararlı radyoaktif malzemenin uygun bir koruma amacıyla depolandığı yer.

Radyoaktif çekirdeklerin parçalanarak aktivitelerini kaybetmeleri.

Belirli bir radyonüklid etkinliğinin, maddenin toplam etkinliğine oranı.

Bir nükleer patlama sonucu atmosfere yayılan radyoaktif artıkların, rüzgâr ya da yağmurla tek

Bir radyoelementin atom sayısının yarıya inmesi için gerekli olan zaman (T 1/2).

Bir nüklidin, içinde bulunduğu radyoaktif maddenin birim hacmi başına etkinliği.

Radyoaktif maddenin çeşitli yollarla insan ya da hayvan vücuduna girmesi sonucu oluşan zehirlenm

Bazı nüklidlerin kendiliğinden tanecik, gama ışınımı veya elektron kapmasıyla, X ışını

Kararsız bazı atom çekirdeklerinin ışınım yaparak bozunması. Bu bozunma sonunda alfa parçac

Bazı elementlerin alfa parçacıkları, beta parçacıkları ve gama ışınları gibi iyonlaşan p

(Yun. bios: hayat logos: bilim) X ışınları gibi zararlı ışınların canlı hücreler ve organ

İyonlaştırıcı ışınımın canlı doku üzerindeki etkisini inceleyen bilim dalı.

Radyasyon biyolojisi.

Işınıma maruz kalan deride meydana gelen yangı.

X ışını ya da iyonlaştırıcı ışınım etkisiyle oluşan deri yangısı.

Radyoaktif ışınların, hastalıkların tanısında kullanımını konu alan radyoloji bilim dalı

Dişlerin görüntülenmesini konu alan bilim dalı.

(Yun. oikos: ev logos: bilim) Radyasyon ekolojisi.

Doğal olarak, bir ya da daha fazla radyoizotop içeren kimyasal element.

Radyoaktif maddelerin vücuttaki etkileriyle radyoaktif maddelerle işaretlenmiş ilaçların farmak

Radyonüklidlerin organizmada istenilen doku veya organlara ulaÅŸtırılabilmesi için baÄŸlandığÄ

Biyolojik ve fizyolojik araştırmalarda tedavi amacı ile kullanılan, yan ömrü on dört gün ola

Bir organın X ışınlarıyla görüntüsünün alınmasında kullanılan aygıt.

X ya da gama ışınımı yardımıyla, film veya duyarlı plâka üzerinde görüntü elde etme yö

Bir organın röntgen ışınlarıyla film üzerine görüntüsünün alınması, röntgenografi.

Hayvanlardan radyografik görüntü alınırken belirli bir organ veya bacaklar için istenen duruş

Radyografi sonucu üzerinde görüntü oluşturulmuş fotografik materyal.

Radyoaktif olarak işaretli özel antikor ve antijen kullanılarak maddelerin aranması ve ölçülm

Bir biyomolekülün eser miktarlarını belirlemek için kullanılan ve özgül antikoruyla birleşe

Tiroit bezinin incelenmesinde ve tiroit kanserinin tedavisinde kullanılan iyotunun radyoaktif izoto

Tiroit bezinin görüntülenmesinde ve tiroit kanserinin tedavisinde kullanılan iyotun radyoaktif i

Bileşiklerin ve biyolojik moleküllerin izlenmesi deneylerinde kullanılan, 14C, 3H, 32P, 131I gibi

Belirli bir elementin radyoaktif olan izotopu.

Canlı organizmaya verildikten sonra hedeflenen organ veya dokuda toplanan ve radyoaktif ışın yay

Canlı organizmaya verilen radioizotopların gama dedektörlerle saptanarak görüntüye dönüştü

Kazı bilimsel bulguların yaşlarını belirlemeye yarayan, özellikle odun, kömür, kemik, deri,

Vücudun bir bölümündeki radyoaktiflik dağılımının grafiğini çıkarmaya yarayan aygıt.

X ışınlarını geçirmeyen.

Bir karışımın çeşitli bileşenlerinin etkinlik eğrisini, kromatografi yöntemiyle, ışınım

Işınlanmış gıdalarda oluşan kimyasal madde.

Tanı ve tedavide iyonlaştırıcı ışınım kullanan uzman.

İyonlaştırıcı ışınımın tıp ve endüstri alanlarındaki uygulanmasını inceleyen bilim da

Hastalıkların tanı ve tedavisinde radyoaktif ışınların ve diğer tekniklerin (ses dalgası, r

Bazı teleklerde, tüy ekseninin distal radyuslarında bulunan çengel biçimindeki çıkıntılar o

(radiolus), (Lat. radiolus = donuk ışın), Bazı teleklerde, tüy ekseninin distal radyuslarında

Röntgen filmi üzerinde hava ve gazla dolu organlar gibi yoğunluğu az olan ve X ışınlarını a